Türkiye'de bugüne kadar 5 bin 40 ruhsat başvurusu yapıldığı, bunlardan yüzde 63'ünü oluşturan 3 bin 190'nın 229 yerli ve yabancı şirket tarafından çalışıldığı kaydedildi. Bu şirketlerin yüzde 77'sini yabancı yatırımcılar, yüzde 33'ünü ise yerli yatırımcılar oluştururken, 2011 yılı sonu itibarıyla verilen ruhsatların yaklaşık yüzde 30'unda bin 700 arama kuyusu açılarak petrol ve doğalgaz arandığı belirtildi.
''Bunun sonucunda 118 ham petrol, 51 doğalgaz sahası olmak üzere 169 üretim sahası keşfedilmiştir'' ifadesinin kullanıldığı gerekçede, şu bilgelere yer verildi:
''Arama kuyularındaki keşif isabet oranı yaklaşık yüzde 10 olup, yatırımcılar açısından ülkemiz riski yüksek ülkeler sınıfında değerlendirilmektedir. Keşfedilen rezerv miktarı bakımından ise ham petrolde yerinde rezerv miktarı 1 milyar ton olup 2011 yılı sonu itibarıyla bunun 183,2 milyon tonu, bir başka ifade ile yüzde 18'inin üretilebilir olduğu hesaplanmaktadır. Doğalgazda ise rezerv rakamlarımız yok denecek kadar azdır.
Halen 2,4 milyon ton olan yıllık ham petrol üretimimizin 30 milyon ton olan yıllık tüketimimize katkısı yüzde 8'dir. Günlük ham petrol üretimi yapan kuyu sayısı, ortalama bin civarında olup kuyu başına yapılan günlük üretim ise ortalama 45 varil seviyesindedir. Ortalama üretim derinliği minimum 1500 metre ile 3000 metre arasında değişen üretim kuyularımızdaki günlük üretim verimi ise minimum 1 varil ile maksimum 700 varil arasında değişmektedir. ''
''Fikir verecek nitelikte değil''
Gerekçede, bugüne kadar elde edilen sondaj ve üretim rakamlarının Türkiye'nin sahip olduğu petrol potansiyelinin varlığı hakkında henüz negatif veya pozitif yönde kesin bir fikir verebilecek nitelikte olmadığına işaret edildi.
Gerekçede, ''Arama yatırımlarındaki maliyetlere bakacak olursak karalarda ön araştırmalar dahil 2500-3000 metre derinlikte bir kuyunun maliyetinin 3-5 milyon, denizlerde ise su derinliğine bağlı olarak 10 ila 200 milyon dolar seviyesinde gerçekleştiği dikkate alındığında; arama ve üretim yatırımlarının özellikle son zamanlarda potansiyeli daha fazla olan denizlerimizde daha kapsamlı ve uzun vadeli olarak teşvik edilmesinin gerekliliği ortaya çıkmaktadır'' denildi.
1954 yılında çıkarılan Petrol Kanunu kapsamında edinilen sonuçlar ve tecrübelerin; dünyadaki benzerlerine uygun olacak şekilde, yerli ve yabancı sermayenin petrol arama ve üretim faaliyetlerine daha fazla katılımını sağlamak için işlemlerin sadeleşmesi, maliyetinin azaltılması, yatırım indirimi ve vergi istisnası, yabancı yatırımcılar için sermaye ve kar transferi kolaylıkları gibi teşvik unsurlarını içeren ruhsat başvuru aşamasını ve değerlendirme sürecini, hak sahiplerinin hak ve yükümlülüklerini günün koşullarına ve objektif kriterlere göre düzenleyen yeni bir kanun yapılması gereğini ortaya çıkardığı belirtildi.