"Fotoğrafın çekildiği gün okuldaydım. İkinci sınıftaydım. Atatürk Konya Mevlânâ Türbesi'ne yakın bir yerde olan Şems isimli güzel okulumuza geldi. 1922 senesiydi. Yengem ve dayılarım benim için şapka yaptırmışlardı. Atatürk geldiğinde o şapkayı takmıştım. Öğretmenlerim Atatürk'e götürmem için bana bir buket çiçek verdiler, yanına gittim, korkuyla çiçekleri takdim ettim.
Bana kimin kızı olduğumu sordu, sevinçle beni kucağına alarak 'Aferin, ilk şapka giyen sen oldun. Arkadaşlarını, çocukları seviyor musun?' diye sordu. 'Çok seviyorum Paşam' dedim. Atatürk de 'O halde her sene dünyanın her yerinden çocukları davet edelim birlikte oynayın, kaynaşın' dedi."
TİTRİYORDUM
"23 Nisan Çocuk Bayramı'nın oluşumunda benim Atatürk ile olan bu diyaloğumun da payı olmasının sevinç ve gururunu yaşıyorum'' diyen İdil, Atatürk'ün fotoğrafı daha sonra Konya'ya kendisine hediye olarak gönderdiğini anlattı: "Fotoğraf çekilirken Atatürk'ün yanında olduğumdan çok heyecanlıydım, zangır zangır titriyordum. Atatürk öyle bir adamdı ki gözlerine bakamazdınız. Projektör gibi gözleriyle içinizi okuyan çok yakışıklı, çok güzel bir adamdı.
Sesi gayet mülayimdi, otoriter bir asker sesi değil, tatlı bir sesi vardı.'' İdil, Atatürk'ün İstiklal Madalyası sahibi babasına verdiği "Arkadaşım Sıtkı Gür'e hediyem'' yazılı silahın TBMM'de olduğunu belirtti.
Eşi Reşat İdil'in de Atatürk'ün yaşamını değiştirdiği insanlardan biri olduğunu anlatan İdil, Atatürk'ün 4 dil bilen ziraat fakültesi mezunu eşini, bağcılık konusunda ihtisas ve araştırma yapması için ABD'ye gönderdiğini söyledi. Eşinin ABD Berkeley Üniversitesi'nde üç sene üzümcülük eğitimi aldıktan sonra Manisa'da büyük bir bataklığı kurutup üzerine Türkiye'nin en büyük fidanlığını kurduğunu ifade eden İdil ''Vaktiyle üzümcülük, Anadolu'da Rumların elindeymiş.
Savaş sonrası onların Türkiye'yi terk etmesi ile kaybolan üzümcülüğün yeniden hayata geçmesini, Atatürk'ün verdiği olanaklarla kocam sağladı'' dedi.
AA
E-Okul İlgili Bağlantılar