Lihtenştayn (Almanca: Liechtenstein), Orta Avrupa'da prenslik. 160 km²'lik yüzölçümüyle dünyanın en küçük ülkelerinden biridir. İsviçre ve Avusturya arasında yer alır.
Lihtenştayn Prensliği Fürstentum Liechtenstein |
|||||
|
|||||
Millî Marş: Oben am jungen Rhein | |||||
Lihtenştayn Haritası |
|||||
Başkent En Büyük Şehir |
Vaduz 47°08'K 9°30'D Schaan |
||||
Resmî dil | Almanca | ||||
Yönetim - Prens - Başkan - Devlet Başkanı |
Anayasal Monarşi Hans-Adam II Alois Otmar Hasler |
||||
Bağımsızlık | 1806 | ||||
Yüzölçümü - Toplam - Su(%) |
160 km²(215.) %0 |
||||
Nüfus - Toplam - Yoğunluk |
33.987 (211.) 210/km²(52.) |
||||
GSMH - Toplam - Kişi Başına |
2.850 milyon dolar (28.) 83.700 dolar (46.) |
||||
Para Birimi | İsviçre Frangı | ||||
Saat Dilimi | UTC +1 | ||||
İnternet alan adı | .li | ||||
Telefon Kodu | +423 | ||||
Bütün veriler CIA World Factbook'tan alınmıştır. |
Konu başlıkları |
Lihtenştayn, Orta Avrupa'da, İsviçre ile Avusturya arasında yer alır. 160 km²’lik yüzölçümü ile Avrupa’nın dördüncü küçük devletidir. Sınırları 76 km uzunluğundadır.
Ren Vadisi ülkenin yarısını kaplar. Diğer yarısı ise Alp bölgesinden oluşmaktadır.
Hükümet merkezi 5.000 nüfuslu Vaduz’dadır.
Ne Lihtenştayn'ın ne de komşuları Avusturya ve İsviçre'nin denize kıyıları vardır, bu bağlamda Lihtenştayn, Özbekistan gibi, kendisinin ve komşularının denize kıyısı bulunmayan ülkelerdendir.
En yüksek noktası 2.599 m yüksekliğindeki Grauspitz dağları, en alçak noktası ise 430 m irtifadaki Ruggeller Riet’dir.
Vaduz’da 2004 yılında ortalama sıcaklık 10°C idi. Vaduz’da 2004 yılında ortalama yağış miktarı yaklaşık 891 mm olmuştur.
Roma İmparatorluğu döneminde bugünkü Lihtenştayn toprakları Raetia ilinin küçük bir bölümünü oluşturuyordu. Bu topraklar Avrupa'daki stratejik çıkar çatışmalarından uzakta yer alıyordu, öyle ki yüzyıllar boyunca kıtayı etkileyen büyük olaylardan pek etkilenmediler. Bugünkü hanedandan önce arazide Hohenems kontları hüküm sürüyordu.
Ülkeye adını Liechtenstein ailesi vermiştir. Aile, ülkeye oldukça uzaklarda, Aşağı Avusturya'daki Liechtenstein şatosunda oturmaktaydı. Şato, 1140'tan 13. yy ortalarına ve 1807'den günümüze kadar ailenin mülkiyetinde kaldı. Yüzyıllar boyunca aile Moravya, Aşağı Avusturya, Silezya, ve Styria'da geniş araziler edindi. Ancak tüm bu topraklar daha kıdemli derebeylerine bağlı kaldı, özellikle de Liechtenstein prenslerinin danışmanlık yaptığı Habsburg'lara. Kendine doğrudan bağlı hiç toprağı olmadığı için Liechtenstein ailesi İmparatorluk meclisi Reichstag'da bir sandalye edinemedi.
Mecliste temsil edilmek aileye büyük bir güç sağlayacağından Liechtenstein'lar bunu kendilerine hedef olarak belirlediler. Bu nedenle, arada bir derebeyi olmaksızın, doğrudan Kutsal Roma İmparatoru'na bağlı bir toprak aramaya başladılar. Bir süre sonra, sırasıyla 1699 ve 1712'de, aile minik Schellenberg Herrschaft'ını (lordluğunu) ve Vaduz kontluğunu Hohenems'lerden almayı başardı. Bu küçük derebeylikler, tam da Liechtenstein'ların aradığı gibi, kendi kontlarından sonra arada bir derebeyi olmaksızın doğrudan İmparatora bağlıydı.
Böylece 23 Ocak 1719'da satın alma işlemleri tamamlandığında, Kutsal Roma İmparatoru 6. Charles, Vaduz ve Schellenberg'in birleştiğini açıkladı ve siyasi konumunu da "gerçek kulu Anton Florian Liechtenstein" onuruna Liechtenstein ismini verdiği Fürstentum (prenslik) seviyesine çıkardı. O gün, Liechtenstein Kutsal Roma İmparatorluğunun özerk bir üyesi haline gelmiş oluyordu. Ancak, bu siyasi manevranın bir fırsatçılık örneği olduğunu kanıtlarcasına, Liechtenstein prensleri daha 120 yıl boyunca yeni prensliğe adım atmayacaktı.
1806'da Kutsal Roma İmparatorluğu'nun büyük bölümü I. Napolyon tarafından işgal edildi. Lihtenştayn için bu durum ciddi sonuçlar doğurdu: İmparatorluğun siyasi ve hukuki mekanizmaları çöktü, İmparator II. Franz tahtı bıraktı. Sonuç olarak Lihtenştayn, kendi sınırları dışında herhangi bir otoriteye bağlı olmaz hale geldi. Modern yayınlar genellikle (ama hatalı olarak) Lihtenştayn'ın bağımsızlığını bu olaylara bağlarlar. Aslında hukuken Lihtenştayn prensi egemen bir derebeyi olmak dışında ayrıca hükümdar haline geliyor, ancak ülke bağımsız olmuyordu. 25 Temmuz 1806'da Ren Konfederasyonu kurulduğunda, Lihtenştayn Prensi, koruyucusu olan Fransız İmparatoru Napolyon Bonapart'a bağlı bir vassal durumuna geliyordu. Bu durum, 19 Ekim 1813'te Konfederasyon'un çözülmesine kadar devam etti.
Bundan kısa süre sonra, 20 Haziran 1815'te, Lihtenştayn, başkanlığı Avusturya İmparatoru tarafından Alman Konfederasyonu'na katıldı ve 24 Ağustos 1866'ya kadar üyesi kaldı.
1818'de I. Johann, sınırlı haklar tanıyan bir anayasa ilan etti. 1818'de ayrıca, Liechtenstein ailesinden bir prens, Prens Alois, ilk defa ülkeyi ziyaret etti. Ancak egemen prensin ziyareti ta 1842'ye kadar gerçekleşmeyecekti.
19. yy'da Lihtenştayn pek çok ilerleme kaydetti: 1836'da bir seramik fabrikası olan ilk fabrikanın açılışı, 1861'de Tasarruf ve Kredi Bankası'nın kuruluşu, ilk pamuk dokuma makinasının çalışmaya başlaması. Ren üzerindeki iki köprü, 1868 ve 1872'de inşa edildi, ülkeyi kat eden bir demiryolu hattı döşendi.
1866'da Avusturya-Prusya Savaşı patlayıp sona erdikten sonra Lihtenştayn üzerinde siyasi bir baskı oluştu: Prusya, savaşla ilgili referandumda oyların yanlış sayıldığı iddiasıyla savaşın sorumlusu olarak Lihtenştayn'ı gösteriyordu. Bu nedenle Lihtenştayn, Prusya ile barış anlaşması imzalamayı reddetti ve savaş durumunda kaldı (ancak hiç bir sıcak çatışma yaşanmadı). Bu durum, 1930'ların sonunda Lihtenştayn'ın işgalini savunanların öne sürdüğü tezlerden birini oluşturdu.
1. Dünya Savaşı'nın sonuna kadar Lihtenştayn, Avusturya Macaristan İmparatorluğu'na sıkıca bağlı kaldı. Ancak savaşın neden olduğu iktisadi yıkım, ülkeyi diğer komşusu olan İsviçre ile gümrük ve para birliğine gitmeye zorladı. Avusturya Macaristan İmparatorluğu'nun dağılmasıyla birlikte, Lihtenştayn'ın eski bir Kutsal Roma İmparatorluğu derebeyliği olarak artık Avusturya'ya bağlı olmadığı görüşü ortaya atıldı. Zira Avusturya, o günlerde yeni kurulmakta olan bir ülkeydi ve İmparatorluğun hukuki mirasçısı olduğunu reddediyordu. Böylece Lihtenştayn, Avrupa'nın bağımsızlığını son kazanan egemen ülkesi haline geldi. Ülke, Kutsal Roma İmparatorluğu'na tarihsel bir devamlılık içinde bağlandığını da öne sürebilecek durumdadır.
1938'de, Avusturya'nın Almanya tarafından ilhak edilmesinden hemen sonra, 84 yaşındaki Prens I. Franz tahttan ayrıldı ve 31 yaşındaki üçüncü kuzeni Prens Franz Joseph'i halefi tayin etti. Prens I. Franz, görevden çekilme nedeni olarak yaşını öne sürse de, asıl nedenin Almanya'nın yeni komşusu Lihtenştayn'ı işgal etmesi halinde tahtta olmak istememesi olduğu düşünülmektedir. 1929'da evlendiği karısı, Viyana'lı zengin bir Yahudiydi ve yerel Naziler onu şimdiden hedef gösteriyordu. Lihtenştayn'da bir Nazi partisi olmasa da, Nazi sempatizanı hareket uzun süredir Milliyetçi Birlik Partisi'nde yer buluyordu.
II. Dünya Savaşı'nda Lihtenştayn tarafsız kaldı. Savaş bölgelerinde Liechtenstein ailesine ait hazineler korunmak üzere Lihtenştayn'a ve Londra'ya nakledildi. Savaşın sonlarında Polonya ve Çekoslovakya, "Alman malı" olarak gördükleri diğer topraklarla birlikte Liechtenstein ailesininkileri de istimlâk ettiler. Bu istimlâkler 1.600 km²'nin üzerinde tarım ve orman arazisini, sarayları ve şatoları içeriyordu. Uluslararası Mahkeme'de konuyla ilgili dava açıldı. Soğuk Savaş boyunca Lihtenştayn vatandaşlarının Çekoslovakya'ya girmeleri yasaktı. Lihtenştayn, savaşta Almanlarla işbirliği yapan Birinci Milliyetçi Rus Ordusu'ndan 500 kadar askere sığınma hakkı tanıdı. Bu olayı anmak üzere, sınır kasabası Hinterschellenberg'de bir anıt dikildi (ülkenin turizm haritalarında yer alır). Bu sığınma hakkı, ülkenin o zamanlar içinde bulunduğu fakirlik düşünülürse kayda değerdir. Bu kadar sığınmacının doyurulması, Lihtenştayn gibi küçük bir ülke için zor olmuştur. Sonunda Arjantin, sığınmacıları kalıcı olarak topraklarına yerleştirmeyi kabul etti. Buna karşılık, İngiltere, Almanya tarafında savaşan Rusları sınırdışı etmiş ve Sovyetler'in eline düşen bu kişiler Gulag'lara sürülmüştü.
Savaşın ardından gelen iktisadi zorluk döneminde Liechtenstein ailesi, ellerindeki sanat eserlerini satmak zorunda kaldı. Satılan eserler arasında bulunan Leonardo da Vinci'nin paha biçilmez portresi "Ginevra de' Benci" de bulunuyordu. Ancak bunu izleyen onyıllarda Lihtenştayn bolluk yaşadı. İktisat, düşük kurumlar vergisi oranlarının sağladığı avantajla modernleşti, çok sayıda yabancı şirketi ülkeye çekti.
Lihtenştayn Prensi, tahminen 6 milyar $'lık servetiyle dünyanın altıncı zengin kişisidir[kaynak belirtilmeli]. Ülkenin vatandaşları dünyadaki en yüksek hayat standartlarından birine sahiptir
Lihtenştayn’ın nüfusu 2004 yılı itibarıyla yaklaşık 34.600'dür. Nüfus yoğunluğu km² başına 216 kişi, artış hızı 2004 yıl sonu itibarıyla % 0,9'dur.
Ülkede ikamet eden yabancıların oranı takriben %34’tür. Bunlardan 884'ü Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıdır ve ülke nüfusunun %3'ünü kapsar.[kaynak belirtilmeli]
Lihtenştayn’daki 1.000 kişiden 6'sı göçmendir. Lihtenştayn halkının yaş ortalaması 38,2'dir.
Lihtenştayn, demokratik parlamenter monarşiyle idare edilmektedir. Devlet başkanı Prens II. Hans Adam'dır. Prensin siyasi yetkileri hayli geniştir. Kanunları veto edebilir, referanduma sunabilir, parlamentoyu dağıtarak seçimlere gidebilir. Ancak 2003'te yapılan anayasa değişikliğiyle ülkede cumhuriyet ilan edilmesi halinde prensin bunu önleyecek veto yetkileri elinden alınmıştır.
Parlamento 25 milletvekilinden oluşmaktadır. Başbakan Otmar Hasler'e bağlı dört bakan bulunmaktadır. Kabine, parlamentonun önerisi ile dört yıllığına göreve getirilir.
Ülkenin milli bayramı 15 Ağustos'tadır.
2001 yılında Lihtenştayn’ın gayri safi yurt içi hasılası 4,2 milyar İsviçre Frangı idi. Bu rakam, Türkiye’nin gayrısafi yurt içi hasılasının yaklaşık 1/60'ını oluşturmaktaydı.
Lihtenştayn’da 250’den fazla çalışanı olan 15 işletme vardır. Ticari şirketlerin %70’inden fazlası 1 ila 9 kişi arasında kişi çalıştıran küçük işletmelerdir.
Pek çok Lihtenştayn firması araştırma ağırlıklı alanlarda uzmanlaşmış olup, küresel pazar liderleridir.
Lihtenştayn Ticaret ve Sanayi Odası’nda (LIHK) kayıtlı bulunan sanayi işletmeleri 2004 yılında araştırma ve geliştirme konularında yaklaşık 307 milyon İsviçre Frangı tutarında yatırım yapmıştır. Bu da kişi başına 8.900 İsviçre Frangından fazla bir rakama tekabül etmektedir.
2004 yılı itibarıyla Lihtenştayn’da 15 banka bulunmaktadır
Lihtenştayn’daki bankalar 2004 yıl sonu itibarıyla 107 milyar İsviçre Frangı tutarında müşteri varlığını yönetmiştir. Bu bankaların toplam bilanço değeri takriben 34 milyar İsviçre Frangıdır. Komşu ülke İsviçre'nin bankaları ise aynı dönemde yaklaşık 3‚550 milyar İsviçre Frangı yönetmiştir.
Lihtenştayn 2004 senesinde yaklaşık 104.000 turisti misafir etmiş ve bu turistlerden 50.000'i geceleme yapmıştır.
Aralık 2005 verilerine göre Lihtenştayn’da işsizlik oranı %2,4’tür.
Lihtenştayn, ağırlığını sanayi ürünleri ve imal edilmiş mamullerin oluşturduğu (gayri safi yurt içi hasılanın %40’ı) çeşitli mal ve hizmetler ihraç eden bir ülkedir.
Lihtenştayn Ticaret ve Sanayi Odası’nda (LIHK) kayıtlı bulunan 32 sanayi şirketi, 2004 yılında 5,1 milyar İsviçre Frangının üzerinde ihracat gerçekleştirmiştir. Ülkenin kişi başına ihracatı yaklaşık 14.000 İsviçre Frangıdır.
Lihtenştayn’da 2004 yıl sonu verilerine göre 29.500 kişi istihdam edilmiştir. Kişi başına 0,85 çalışan düşmektedir. Çalışanlardan yaklaşık 15.600'ü Lihtenştayn’da ikamet etmektedir. 13.900 kişi ise yurt dışından (öncelikle Avusturya ve İsviçre’den ) ülkeye girip çalışmaktadır. Ülkedeki iş gücünün üçte ikisini yabancı uyruklular oluşturmaktadır. Bunlardan 317'si Türk vatandaşıdır.
Lihtenştayn Ticaret Odası’na kayıtlı (LIHK) sanayi işletmeleri, 2004 yılında yurt dışındaki yaklaşık 187 kuruluşta 28.400 kişiyi istihdam etmiştir.
1898 yılından 1921 yılına kadar Lihtenştayn'ında kullanılan para birimidir.Metal paralar daha az,banknotlar daha fazla kullanılmaktaydı.1 Kron 100 hellere bölünmüştü.1921 yılında İsviçre'nin para birimi İsviçre Frankına geçildi. Lihtenştayn kronunun değeri,Avusturya-Macaristan kronu veya Avusturya kronuyla aynı değerdeydi.Ancak kronun istikrarsızlaşması nedeniyle franka geçilmiştir.
Ülke nüfusunun %45'i (15.510 kişi) en az bir spor derneğine üyedir. Her 198 Lihtenştaynlıdan biri bir spor derneği başkanıdır.
Lihtenştayn Futbol Birliği, Lichtenstein’da üye sayısı en fazla olan spor kuruluşudur: 7 kulüpte toplam 2.500 üyesi vardır. Her 20 Lihtenştaynlıdan biri aktif futbol oyuncusudur.
2006 Mart FIFA dünya derece listesinde Lihtenştayn 124. sırada bulunmaktaydı.
Kayak, Lihtenştayn’ın ulusal sporudur. Lihtenştayn Kayak Birliği 1936 yılında kurulmuştur. Bu birlik sekiz adet klübü ve yaklaşık 2.500 üyesi ile Lihtenştayn'da üye sayısı en fazla spor derneklerinden biridir.
Lihtenştayn toplam 9 olimpiyat madalyası kazanmıştır, bu madalyaların hepsi de Alp disiplini kayak branşında kazanılmıştır. Böylece her 3.845 Lihtenştayn’lıya bir olimpiyat madalyası düşmektedir.
Malbun’daki Lihtenştayn Kayak Merkezi, toplam 21 km uzunluğunda kayak pistine sahiptir.
Lihtenştayn’da yaşayan T.C. uyruklular, İsviçrelilerden, Avusturyalılardan, İtalyanlardan ve Almanlardan sonra en büyük beşinci yabancı grubunu oluşturur.
Lihtenştayn’lı Manfred Schurti, 1972 senesinde Formula Süper V şampiyonasında Avrupa şampiyonu olmuştur.
Yaklaşık 3.150 işletmesiyle Lihtenştayn’da 11 kişiye 1 işletme düşmektedir.
Copyright Türkiye Rehberi 2006 - 2024. Tüm Hakları Saklıdır. Gizlilik Politikası | Feragatname