Bakan Çelik'i bulunca kafamdaki, ya da çalışanların kafasındaki tüm soruları peş peşe sordum. Çelik, gerçekten dobra, özgüveni yüksek ve konuşmaktan, tartışmaktan kaçınmayan biri. Tabii en önemli konu yeni hükümetin kurulması sonrasında gündeme gelen Kıdem Tazminatı Fonu oldu. Bakan Çelik, "Gerçekten kıdem tazminatı konusunu önümüze almış değiliz. Geçenlerde televizyonlarda da söyledim ben, aldığımız zaman da kimseden çekinecek değiliz. Bütün açıklığıyla konuşulmasında yarar var. Sanki bir şey kaçırıyormuşuz gibi bir izlenim vermenin anlamı yok. Kaldı ki hükümet programına bu konulmuş zaten" diyor.
Ardından da kafasındaki fonu şöyle özetliyor: "İşsizlik Sigortası gibi ortak hesap gibi değil de her işçinin hesabında ayrı ayrı paranın birikmesi şeklinde ama daha net değil. Sosyal taraflarla asgari şartlarda uzlaşmadan bir sonuç ortaya çıkarmam." Bir şekilde bireysel emeklilik sistemi gibi bir yapıdan söz eden Çelik'in sorularımıza verdiği yanıtlar ise şöyle:
İŞÇİ İÇİN ÇIKIŞ YOLU
Kıdem Tazminatı Fonu gelecek mi?
Kıdem Tazminatı programımızda var, biz de kıdem tazminatı ile ilgili kendi mutfağımızda çalışmaya başladık. Bu günlerde önümüze gelmeyeceği düşüncesindeydim ben. Ama bu alt işveren meselesine baktığınız zaman çözüm olarak Kıdem Tazminatı Fonu, alt işveren için yani taşeron işçiler için ciddi bir çıkış yolu olarak görülüyor.Bu konudaki kayıt dışılığı önleme oradaki haksızlığı ortadan kaldırmak açısından fon ciddi işler görecek.
Hastalığı yani bataklığı yok etsek taşeronluğu kaldırsak hastalığın kendisi o zaten!
Bu rekabet ortamında her kurum veya her birey rekabet edebilir ve maliyetleri mümkün mertebe aşağıya çekecek tüm enstrümanları kullanacaktır. Bu ezme, ezilmeye dönüşmediği sürece asıl işverenin işlerini alt işverene yaptırmasında bir mahsur yok. Dünya gerçeği de bu. Buradaki esas çalışan açısından, emekçi açısından oluşan yanlışlıklar ve işi sıkıntıya sokan alanlar nelerdir bunları belirlemek gerekir. Mesela diyor ki taşeron işçisine, tatil yok, tazminatlardan yararlanma şansı yok'. Çalışma saatleri çok berbat. Beyefendilerin insafına kalmış artık. 12 saat midir, 14 saat midir, kaç saattir adam acımasız! Bu ve benzer sosyal haklar bunlarla ilgili sağlıklı bir düzenleme yapmayı amaçlıyoruz.
O ZAMAN TESLİM OLMAK LAZIM
Türk-İş'in Kıdem Tazminatı Fonu konusunda genel kurul kararı var. ‘Genel grev sebebi sayarız' diyorlar.
Şimdi hayatta birçok risk var. Burada da bir görüntüde bir kampanya yürütülüyor çalışama hayatıyla ilgili konularda. Saygı duymak, hoşgörü ile yaklaşmak gerekiyor. Herkesin bir taraftarı var ve o taraftara söylemesi gerekenler. Çok doğal Bir şey bu. Bilimsel veriye dayalı bir şey yapılıyorsa o zaman ben yaparım gibi bir risk almaya falan gerek yok, orada teslim olacaksınız.
Sizin kafanızdaki fon nasıl?
Biz fonun kişisel hesap şeklinde olmasını düşünüyoruz, yani İşsizlik Sigortası gibi ortak hesap gibi değil de her işçinin hesabında ayrı ayrı paranın birikmesi şeklinde ama daha net değil.
İşsizlik Fonu'nda biriken çok büyük bir rakam var. Yani İşsizlik Fonu'nu biraz düşürüp o şekilde bir katkı sağlayabilir mi, en azından çatının ayaklarından birini dik tutabilmek için?
Yani bilemiyorum da o görüşe paralel olarak çok daha uç şeyler söyleyenler var. İşsizlik Fonu 50 milyar lirayı geçti. Herkesin de gözü burada. "Bunu donduralım, bunun gelirlerini sonraki fona çevirelim, verelim" diyorlar. Herkes bir şeyler söylüyor. Fon çıkacaksa fon kurulacaksa bu işverenden çıkacak. Zaten başka bir tarafı yok. Buradaki hesaplamalar tabii ki çok yönlü yapılıyor şu anda kaç yüzde 8.1. Şimdi bir yıllık kıdem tazminatı tutarında aylık maaşın yüzde 8.1'i kadar işveren maliyeti var. Yani 12 maaşta bir maaş. Burada geleceğe yönelikte bir mağduriyet oluş tur ma - ya cak şekilde işverenleri rahatlatmak gerekiyor.
SENDİKALARIN ÖNÜNDEKİ ENGEL KALKIYOR
İşçi sendikalarının bir yetki sorunu var. 2008'den beri uzatıyoruz, yeni yasada yüzde 10'luk barajın kalkması ya da yüzde bire düşmesi gibi bir ihtimal var mı? Kesin baraj kalkıyor, biz tamamen kalkmasından yanayız. Fakat şöyle endişeler var orada, konfederasyona hak vermemek mümkün değil. Burada ‘sıfırladığınız zaman oluşacak olan yeni yapıda farklı unsurlar yani amacı sendikacılık olmayan unsurların yer alması gibi duruma da fırsat vermemek gerekir. Geçişli yapmakta yarar var ‘ diyorlar. Biz sıfırlamasından yanayız ama onlar binde 5, yüzde bir diyorlar.
Bir uzatma yapmadan mı çözeceksiniz?
Yani 17 Aralık yahut ocak ayında istatistiklerin yayınlanması gerekiyor. Biz de o süre oraya varıncaya kadar sendika mevzuatını bitireceğiz. Uzamayacak inşallah, bilemiyorum yani onu parlamento bilir. Bizim irademiz belli biz bu işi uzatmama kararlılığındayız.
Sendikaların örgütlenmelerindeki engel kalkacak diye konuşulmuştu. Brezilya örneği gibi bütün iş yerlerinde sendikalı olmak zorunlu diye bir ibare getirebilecek misiniz, bütün işler sendikalı olacak mı?
Destekleme aidatı ödeyenlerle birlikte sendikalı işçi sayımız yüzde 9. Mesela basına ayrı bir iş kolu olarak ele alıyoruz. Yani müstakil iş kolu olarak aldığımız için basına zaten daha önceki çalışmalarımızda bu sözü vermiştik zaten. ‘ İletişim ve basın diye kolu var' dediğimiz zaman araya Telekom falan giriyor basın kayboluyor ortadan. Şimdi basın iş kolu olunca örgütlenmek imkânı olacak.
Örgütlenmenin yanına basının yıpranması ne olacak?
Yıpranma gelmez ama örgütlenme gelir.
İŞSİZLİK ÖDENEKLERİ ARTMAYACAK
İşsizlik Sigortası Fonu'nda artışlar olacağı söyleniyor!
Ya şimdi bunun amacı işsizliğe çare olmak işsizliği teşvik etmek değil. Oradaki fon ödemelerinin amacı o.
Ödemelerde hakkaniyet yok ki.
Aylık 5.500 lira kazanan da 2000 lira kazanan da fondan aynı işsizlik ödeneğini alıyor. Kademelendirme yapılabilir bunlara çalışacağız bunlar bizim önümüzde bunlara çalışabiliriz. Bu arada, biz düşünüyoruz ki çalışma hayatıyla ilgili derli toplu bir paket getirelim artılarıyla eksileriyle tarafı da tarafsızı da olan ama her maddesi her satırı tartışılabilen. Bir noktada uzlaşma sağlanmış bir çalışmayı derli toplu şekilde parlamentonun önüne getirmek niyetindeyiz. Bütün bu konuları bütün bu konuşulanların hepsi birbirine bağlantılı sendika memurlarla ilgili toplu sözleşme.
Sendikalar yasası 1 Ekim'e yetişmeyecek mi?
Yavaş yavaş işte, Meclis'e komisyonlara sevk etmeye başlayacağız.
İŞÇİLER İLE 8 GÜN 8 GECE YOĞUN PAZARLIK YAPTIK
Uzun yıllardan beri ilk defa işçi sendikaları ile yapılan toplu iş sözleşmesi, sorunsuz halloldu, nasıl başardınız bunu?
Gidişat nasıl gider bilmiyorum ama şu son işçilerle yaptığımız toplu sözleşme 8 günümü 8 gecemi aldı hiç medyaya da yansımadı.
Peki nasıl hızlı yaptınız? Şimdiye kadar kavgasız gürültüsüz olmazdı.
Gece bir araya geldik, Bakanlık'ta bir araya geldik, evde, lokalde bir araya geldik. Gelinmesi gereken yerlerde bir araya geldik enine boyuna konuştuk. Biz Çalışma Bakanıyız işçiden yana hep olduk işçiden emekten yana olma durumumuz var. Aa bir taraftan da kamu maliyesi kamu dengelerini bozucu bir şey içerisinde olamazsınız. Ne yaptık mesela orda 4+4 dedik. Ya arkadaş biz bunu 5-5 yapma şansımız yok 6-6 yapma şansımız yok, doğruda değil. Mantığa oturmuyor ama biz burada yapılması gereken işi zorlarız dedik. Orada herkes aslan kesiliyor bunu bilmeniz gerekir. Bugüne kadar ben bütün kesimlerle bir araya geldim diş hekimlerinden eczacılara doktorlardan işte tüm sendikacılara varıncaya
SİGARA İÇENE 5 LİRA SAĞLIK SORUNU CEZASI GELEBİLİR
Örgütlenmenin önündeki engeller kalkacak.
Özel hastanelerin fark isteme hakkı yüzde 100'e çıkabilir.
Bakanlık Teşkilat Kanunu KHK ile değiştirilecek.
Sendiklar Kanunu'nun değiştirilmesi gündemde.
Kıdem Tazminatı Fonu tartışılma ve uzlaşmaların ardından yeniden şekillenip çıkartılacak. Mevcut teşviklerin aksayan yönleri yeniden değerlendirilecek.
2023'te işsizlik oranı hedefi yüzde 5-6 olacak.
Uzun yıllar için kiralanan SSK eğitim tesislerinde yeni bir sistem getirilcek.
Sigara içenlere 5 lira sağlık sorunu yaratma cezası gelmesi gündeme gelecek. Bu da paket başına sigaraya 5 lira zam anlamına gelebilir.
Sağlıkta sağlık kriteri uygun olanlara özel hastanelerde fark indirimi gelebilir
293 BİN ESKİ MEMUR İKRAMİYE İÇİN HAK KAZANDI
Eski memurların ikramiyesi konusunda bir gelişme olacak mı?
İki defa Anayasa Mahkemesi iptal etti. Şu anda yeni bir yasa düşünüyor musunuz? İkinci iptalle ilgili süreç devam ediyor biliyorsunuz, ama bunların ödenmesi ile ilgili karar kesinleşti.
9 Temmuz'dan sonra emekli olanlar sorunsuz olacak. Sorum 9 Temmuz'dan önce emekli olanların durumunun ne olacağı?
Anayasa'ya aykırılık var, eşitliğe aykırılık var! Geçen SGK'da da önümüze aldık bu konuyu. Biz şöyle güzel bir söz söyledik. "Bu mali boyutu ağırlıklı olan bir konudur, dolayısıyla ağırlıklı Maliye'yi ilgilendiren bir bölüm. Birlikte görüşmemizde yarar var" dedik, birlikte görüştük. Bugüne kadar alma hakkı olan 293 bin kişi bulunuyor.
Dava açanlar mı 293 bin kişi?
Yok, dava açan son 14 bin kişi yanılmıyorsam. Biliyorsunuz bu ödemeleri SGK yaptı. Bu arada mahkemelerin eski rakamlardan değil de güncel rakamlardan ödenmesi konusundaki karar temyizde, biz de temyiz sonucunu bekleyeceğiz gibi görünüyor. Bu alacakların güncellenmesi ile ilgili davayı mahkeme reddediyor. Şimdi bu temyize gidiyor çıkacak olan bu karardan sonra tablo netleşecek artık ya yasama bir düzenleme yapacak düzenleme yapsa bile biraz karışık halde.
YAŞ BEKLEYENLERE SÜRPRİZ EMEKLİLİK KARARI ÇIKMAYACAK
Emeklilikte yaşı bekleyenler konusunda bir çalışma var mı?
Bana diyorlar ki, "Sayın bakan bir metin imzalamış, bir defalık emeklilik hakkı verecekler demiş"! Öyle bir şey hazırlanmadığını söyleyebilirsiniz.
Emeklilik yaşını bekleyen, çalışmaya ara vermiş kişiler için sağlıktan yararlanma yardımı konusunda bir düzenleme yapılacaktı!
Şimdi öyle bir düzenleme olsa bu artık çok hakkaniyetli bir düzenleme olmaz herhalde.
Sizden önceki bakanın basın açıklaması oldu. Emekliliği bekleyenler çalışmıyorlarsa sağlıktan bedava yararlanacaklar diye.
Çalışabilecek yaşta birisi, hiçbir sorun yoksa sosyal güvenlik açısından veya genel sağlık sigortası açısından bu kriterlerde bir sorun yaşamıyorsa prim ödemeden sağlıktan yararlanmasını nasıl yapacağız?
ÖZEL HASTANELERİN KATKI PAYI YÜZDE 100'E GİDİYOR
Sayın bakanım bu özel hastanelerin vatandaştan aldığı katkı payı yüzde 100 çıkacak deniliyor?
Yasa yapılırken takip etmişsinizdir yüzde 30 idi. Onu biz uzun bir tartışma sonrasında Bakanlar Kurulu'na bir katına kadar çıkarma hakkını verdik. Nitekim daha sonra bu konuda haklılığımız göründü yüzde 70'e çıkartıldı. Bu yani sağlık hizmeti nitelikli verilsin veya sağlık hizmetinin nitelikli verildiği yerlerde ben istifada etmek istiyorum diyen insan bu hakkı kullanabilmeli.
Bu hakkı kullanırken de bir bedel söz konusu ise onu da ödemeli veya bu hizmet kalitesinden kaynaklanan veya bu maliyet kalitesinden kaynaklanan tabloların mutlaka dikkate alınması gerekiyor. Onun için yasada yeni bir düzenleme ihtiyacı gündeme gelebilir. Önümüzdeki süreç içerisinde gerek ilaç gerekse sağlık uygulama tebliği ile ilgili alacağımız kararlar olacak. Üniversite hastanelerinin, fakültelerin bazı sorunları var. Onlarla bir araya geleceğiz, konuşacağız inşallah sorunları mümkün olduğunca çözeceğiz.
Ali Tezel - Bloomberg