Geçen hafta küçük bir şok yaşadım. ÖSS'de ilklere girip Marmara Üniversitesi (İngilizce) Tıp Fakültesi'ni kazanmış kızım şu an beşinci sınıf öğrencisi. Ancak geçen hafta, "Baba okulu bırakmak istiyorum" dedi. Şok yaşadım önce, tabii ki hayat onun ve dilediği gibi de planlayabilir. Buna karışamam ama yüze yüze sona gelmiş, artık seneye mezun olup doktorluk mesleğine başlamasını hayal ederken birden bu kararı alması şaşırttı beni. Konuştuk, tıp fakültesi öğrencilerinin gelecek beklentisi sıfırın altında inmiş durumda, gelecekten korkuyorlar, hekimlik mesleğinin artık geleceği olmayacağını düşünüyorlar. Eşi de hekim olan kızımla epey konuştuk. En azından moralsiz de olsa okulunu bitirip diplomasını almasını, sonra isterse yeniden ÖSS'ye girip bir başka bölümde okumasına karar verdik, ama yine de tedirginliğim ve tedirginliği devam ediyor.
DOKTORLARDA İSTİFA FURYASI
Tam kızımdan çıktım, telefonum çaldı. Sağlık memurluğum zamanında birlikte çalıştığımız İzmir'den uzman hekim dostum aradı, "Ali çok bunaldım, sana danışmak istedim, emekliliğime bir yıl var ama çok bunalttılar bizi, istifa etmek istiyorum" dedi. Ben de istifası halinde olacakları kendisine tek tek anlattım, sonunda "Kötü bir şey yokmuş, hemen dilekçemi veriyorum" dedi.
Son 6 aydır, hemen her gün 3-4 hekim büroma geliyor. Bunların büyük bir kısmı da üniversitelerde profesör ve doçent unvanıyla çalışanlardan oluşuyor. Hepsi de istifa etmek istediklerini ama sosyal güvenliklerinin akıbetinin ne olacağını soruyorlar. En iyi şartlarla nasıl emekli olabileceklerini, istifadan sonra özel hastanelere geçerlerse veya muayenehanelerine devam ederlerse ne olacağını merak ediyorlar.
SAĞLIKTA DÖNÜŞÜM HIZLI OLUYOR
Ülkenin sağlık politikaları son 8 yılda hızla değişti, bunda mevcut (tarihin en uzun süreli) Sağlık Bakanı'nın etkisi büyük, ama aynı zamanda IMF politikalarının da etkisi büyük. Bu arada politika değişikliği çok hızlı olduğu gibi gelgit, deneme-yanılma olayları da var. Gelecek belirsizliği meslek sevgisini yok etmek üzere. Hekimler de artık tıpkı fabrikaların imalat bantlarında çalışan işçilere dönüyor. Kendi inisiyatiflerini kullanma ve karar alma-uygulama süreçlerinde artık yoklar. Bu nedenle de kendileri hakkında başkaları karar veriyor ve uyguluyor. Uygulamanın sıkıntılarını ise maalesef hekimler çekiyor.
YENİ ALİ TEZEL'LER İÇİN SERTİFİKA EĞİTİMİ BAŞLIYOR
Eylül ayında yeni Ali Tezel'ler yetiştirmek için eğitimlere başlıyorum. Ülkemizdeki sosyal güvenlik uzmanlığı açığını kapatmak için bu yıl Nisan Danışmanlık'la birlikte dört ilde "Sosyal Güvenlik Uzmanlığı Sertifika Programları"nda ders vereceğim.
İnsan kaynakları alanında çalışanlar, avukatlar, SMMM'ler ile yeni ve kazançlı meslek edinmek isteyen herkese bu fırsatı değerlendirmesini tavsiye ediyorum.
İSTANBUL: 17 EYLÜL, ANKARA: 8 EKİM, İZMİR: 15 EKİM, ANTALYA: 12 KASIM
Kore ve Kıbrıs gazileri ile dullarına aylık var
Yıllardan sonra bu bayram bir akrabamın ziyaretinde bir gerçeği öğrenmiş bulunmaktayım. Bir yakınım Kore gazisi, okuma yazması pek olmadığından şimdiye kadar bir aylık bağlanmamış. Aylık bağlanabilmesi için ne yapmamız gerekiyor? Nereye başvurmamız veya hangi belgeleri tedarik etmemiz gerekmektedir? Önder Özsoy
Sayın okurum, 1005 Sayılı İstiklal Madalyası Verilmiş Bulunanlara Vatani Hizmet Tertibinden Şeref Aylığı Bağlanması Hakkında Kanun'un 1 'inci maddesine göre, "...1950 yılında Türk Tugayının Kore'ye ayak bastığı ekim ayında ve 1953 yılında Pan-Munjon Ateşkes Anlaşması'na kadar Kore'de fiilen savaşa katılmış olan Türk vatandaşlarına ve 1974 yılında temmuzda 1 'inci ve ağustosta 2'nci Barış Harekâtına Kıbrıs'ta fiilen görev alarak katılmış olan Türk vatandaşlarına, hayatta bulundukları sürece, vatani hizmet tertibinden 5750 gösterge rakamının her yıl Bütçe Kanunu ile tespit edilen memur maaş katsayısıyla çarpılmasından bulunacak miktarda aylık bağlanır." Yakınınızın da durumu buna uyuyorsa SGK Kamu Görevlileri Emeklilik Dairesi Başkanlığı'na (Mithatpaşa Cad. No: 7, Sıhhiye-Ankara) dilekçe göndermesi halinde kendisine aylık verirler.
Kaynak : BloombergHT