Anayasa’nın 13. maddesinde, "Temel hak ve hürriyetler, özlerine dokunulmaksızın yalnızca Anayasanın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ancak kanunla sınırlanabilir. Bu sınırlamalar, Anayasanın sözüne ve ruhuna, demokratik toplum düzeninin ve lâik Cumhuriyetin gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olamaz" denilmiştir.
Anayasa’nın 35. maddesinde herkesin, mülkiyet ve miras haklarına sahip olduğu, bu hakların ancak kamu yararı amacıyla, kanunla sınırlanabileceği, mülkiyet hakkının kullanılmasının toplum yararına aykırı olamayacağı hükme bağlanmıştır. Mülkiyet hakkı, kişiye başkasının hakkına zarar vermemek ve yasaların koyduğu sınırlamalara uymak koşuluyla, sahibi olduğu şeyi dilediği gibi kullanma, ürünlerinden yararlanma ve tasarruf olanağı veren bir haktır. Bu bağlamda alacak hakkı da mülkiyet hakkı kapsamındadır.
YAŞLILIK AYLIĞI, BELİRLİ BİR SÜRE ÇALIŞTIKTAN SONRA ÇALIŞAMAMANIN VE KAZANÇTAN YOKSUN KALMANIN KARŞILIĞI OLUP, AMACI DA YAŞLILIK DÖNEMİNDE ÇALIŞAMAMA DOLAYISIYLA GELİRDEN YOKSUN KALMAYA YÖNELİK TEHLİKENİN ORTADAN KALDIRILMASINI SAĞLAMAKTIR. Böylece kişilere, yaşlılık nedeniyle çalışamaz duruma geldiklerinde yaşamlarını sürdürebilecekleri bir geliri sağlama güvencesiverilmektedir.
Sosyal güvenlik her şeyden önce, herhangi bir nedenle kısmen ya da tamamen çalışamayanlara ve bu nedenle gelir kaybına uğrayarak muhtaç duruma düşenlere, İNSAN ONURUNA YARAŞIR ASGARÎ BİR HAYAT SÜRMELERİ İÇİN gerekli gelirin sağlanmasını öngörür. Sosyal güvenlik, ekonomik yönden güçsüzleri, insanca yaşamak için yeterli geliri olmayanları koruyup kollar.
5510 sayılı Kanunun 93 üncü maddesi gereğince sigortalılar ve hak sahiplerinin gelir, aylık ve ödenekleri, sağlık hizmeti sunucularının genel sağlık sigortası hükümlerinin uygulanması sonucu Kurum nezdinde doğan alacakları, devir ve temlik edilemez. GELİR, AYLIK VE ÖDENEKLER; 88 İNCİ MADDEYE GÖRE TAKİP VE TAHSİLİ GEREKEN ALACAKLAR İLE NAFAKA BORÇLARI DIŞINDA HACZEDİLEMEZ. Bu fıkraya göre haczi yasaklanan gelir, aylık ve ödeneklerin haczedilmesine ilişkin talepler, borçlunun muvafakati bulunmaması halinde, icra müdürü tarafından reddedilir. Haciz yasağı Anayasa’nın 2., 5. ve 60. maddelerinin Devlete verdiği pozitif yükümlülüğün bir gereğidir.
Dikkat edilecek olursa burada prim ve nafaka borçları haczedilemezlik kapsamı dışında tutulmuştur. Nafaka alacakları aile bireylerinden birinin yoksulluğu ya da çocukların eğitim ve geçimi için mahkeme kararıyla hükmedilen alacaklardır. Anayasa’nın 41. maddesi gereğince Devlet, ailenin huzur ve refahı ile özellikle ananın ve çocukların korunması için gerekli tedbirleri almakla yükümlüdür. Prim ve nafaka alacaklarının bu özellikleri, itiraz konusu kurallardaki haciz yasağında ayrık tutulmalarını gerektirmektedir.
Eğer borçlu olduğunuz bir dosyada emekli maaşınıza, sizin muvafakatiniz olmaksızın haciz işlemi yapılmışsa, 5510 Sayılı Kanunun 93 üncü maddesi uyarınca icra mahkemesine yapacağınız şikayet ile haczin kaldırılmasını sağlayabilirsiniz. Burada İCRA TAKİBİNİN YASAL DEĞİŞİKLİKTEN ÖNCE BAŞLATILMASI RED SEBEBİ OLMAYACAKTIR.
Bir diğer durum ise haczin kaldırılmasından önce alacaklıya ödenen paraların iadesi meselesidir. Bu husus da ayrı bir yargılamayı gerektirir. Yukarıda belirttiğim şikâyet ile icra mahkemesi şikâyetin kabulü ile maaş haczi yapılamayacağına karar vermekle yetinir. Ayrıca ÖNCEDEN YAPILAN KESİNTİLERİN DE GERİ VERİLMESİ YÖNÜNDE HÜKÜM TESİS EDEMEZ. Önceden yapılan kesintilerin iadesi için de Asliye Hukuk Mahkemesinde dava açmanız yerinde olacaktır.
Copyright Türkiye Rehberi 2006 - 2024. Tüm Hakları Saklıdır. Gizlilik Politikası | Feragatname