İddialar doğru ise AK Parti'nin 11 yılda inşa ettiği güven, bir günde kumdan kalelere dönüştü demek oluyor. Bu milletin AK Parti'yi silmesi de 1 günde milletin parmaklarının ucunda, bunu da unutmayın. 11 yıldır sahip olduğunuz mevkilerinizin, itibarınızın 1 günde bittiğini de görebilirsiniz, çok acı memleketim adına çok acı, sizleri bilemem.
7 seçimdir AK Partiye oy veren bir vatandaşım. Vergilerimizi yöneten, paramızı dağıtan, bütçemizi yöneten bir bakan olarak sizden vicdan muhasebesi yapacağınıza ve Allah korkusu olduğunuza inandığım için aşağıdaki sorularıma cevap istirham ediyorum.
"1985 yılı başında, ANAP'ın iktidara gelişi ve Turgut Özal'ın Başbakan oluşunun üzerinden henüz 15 ay geçmişti. Bir iş adamı, Devlet Bakanı İsmail Özdağlar'ın kendisinden rüşvet istediğini öne sürerek, durumu Özal'a aktardı. Özal, danışmanı Adnan Kahveci aracılığıyla gizli bir soruşturma başlattı. Soruşturma sonunda ses kayıtları da delil olarak kabul edildi, Özal'ın bakanı, görevi kötüye kullanmaktan 2 yıl hapis 30 bin lira cezaya mahkum edildi."
Tarih 17 Aralık 2013, Bakan sayısı 1 değil, 4. 4 Bakan teknik takip, mali takip, evlerde bulunan 17 milyon TL, resim, ses ve video görüntüleri eşliğinde bir suçlama süreci.
Vicdan Muhasebesi 1 : Hükümetin emrinde MİT, polis, jandarma, ordu, valiler varken neden panik haliyle soruşturma savcısına 2 savcı daha ilave ederek müdahale etti? Soruşturma sürecinde ihtilaf durumunda 2 savcının dediği geçerli olacak! AK Parti hükümeti 51% halk desteği ve tüm devlet organları kontrolünde olduğu halde bir karalama, bir komplo da olsa savcıyı pasifize etmesi, soruşturmayı yürüten 4 emniyet müdürünün yanında muhtemelki 50'yi aşacak emniyet müdürünü neden değiştiriyor ?
Vicdan Muhasebesi 2 : Halkın bankasının genel müdürünün evinde 4,5 Milyon USD, bulundu mu bulunmadı mı? Hükümet, başbakan, içişleri bakanı bunu kesin olarak öğrenemez mi, olayın vukuu bulduğu günün öğle vaktine kadar. Dahası siz maliye bakanı olarak bu 4,5 Milyon doların kaydı ve vergisini sorma hakkınız yok mu?
Vicdan Muhasebesi 3 : Yine aynı tesadüfki İçişleri Bakanı'nın oğlunun evinde 1,5 milyon TL, bu suçlamanın doğru olup olmadığını maliye bakanı olarak siz de adli süreci beklemeden öğrenemez misiniz, en azından buna hakkınız ve yetkiniz yok mu?
Gezi zorbaları ortaya çıktığında birini astınız, birini zehirlediniz bu sefer Tayyip Erdoğan'ı yedirtmeyiz dedik, siper olduk emniyet mensuplarıyla. Başta görevden alınan İstanbul Emniyet müdürü Hüseyin Çapkın olmak üzere emrindeki emniyet teşkilatının olağanüstü başarısı ortada iken, emniyet teşkilatındaki bu kıyımın kamu vicdanını rahatsız ettiğini bilmenizi isteriz.
Bu millet 17 Ağustos 1999 depreminin bir benzerini 17 Aralık 2013'de yaşadı. Suçlamalar komplo da olsa karalama da olsa savcıya ve savcının emrindeki kolluk kuvvetlerine bu kadar açıktan müdahale, Türk Ceza Kanunu'na uygun değil. Vatandaşın aklında acaba bu buzdağının görünen yüzü mü sorusunu getiriyor. Çok yazık, hükümetin şu an yaptığı bir panik anını gösteriyor. İddialar doğru ise mahşer gününde halinizi düşünemiyorum.
15 milyon İstanbul'lunun tabut evlerinde depremi beklerken TOKİ'nin tycoonlar'ının ve sayıları 1 milyonu bulmayan mutlu azınlığın İstanbul'da 10 şiddetinde depreme dayanıklı ne kadar lüks korunaklı Babil konakları inşaa ettiğini İstanbul'lular imrenerek izliyor. TOKİ'de, SGK'da, Teşvik'lerde soygun, yolsuzluk, usülsüzlük, göz yummaların olmadığını vicdanınız söylebilir mi?
İddialar doğru ise durum vahim ve içler acısı! Bu ülkenin sağ duyulu insanları Allah diyen insan yetim hakkı yemez düşüncesiyle sizleri bu makamlara getirdi, 11 yıldır da sizlere destek verdi. 51% sandığa gitmezse CHP otomatik olarak iktidarda.
İddialar doğru ise ardarda gelecek seçimler öncesinde Türkiye'de çok acil bir merkez sağ oluşuma ihtiyaç var. Bu oluşumun adında AK, Adalet, Kalkınma gibi iddialı sözler olmasın lütfen. İcraatlarında adalet olsun, icraatları AK olsun, belli bir zümre için değil herkes için eşit adil bir kalkınma fırsatı sunsun.