Hizmet birleştirmek zorunlu mu

Turkiye-Rehberi.Net Pinterest Turkiye-Rehberi.Net WhatsApp Turkiye-Rehberi.Net Facebook Turkiye-Rehberi.Net Twitter Turkiye-Rehberi.Net LinkedIn Turkiye-Rehberi.Net Çıktı Al Turkiye-Rehberi.Net Gmail Turkiye-Rehberi.Net Email Gönder
Reform Kanunu olarak nitelendirdiğimiz 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun geçici 2. maddesi hükmüne göre; 1 Ekim 2008 tarihinden önce sigortalı olanların farklı sosyal güvenlik kurumlarında prim ödemeleri söz konusu ise sigortalı hakkında aylık bağlanmasına esas alınacak kanun 2829 sayılı Hizmet Birleştirme Kanunu’dur.

Dolayısıyla SSK, Bağ-Kur, Emekli Sandığı, Banka ve Borsa Sandıkları ile 1 Ekim 2008 tarihinden sonra 4/a, 4/b ve 4/c kapsamında prim ödeyen sigortalılara 2829 sayılı Kanunun hükümleri uygulanacaktır. Ancak sigortalılık başlangıç tarihi 1 Ekim 2008 ve sonrası olan sigortalılar hakkında yaşlılık aylığı bağlanması aşamasında primi ödenen son yedi yıla değil tüm süreye bakılacak, hangi statüde ödenen prim daha fazla ise sigortalı fazla olan statü şartlarından emekli olacaktır.

Belirtelim ki; SGK kurulmadan önce SSK, Bağ-Kur ve Emekli Sandığı Kurumu yanında 17 tane de Banka ve Borsa Sandıkları olmak üzere 20 sosyal güvenlik kurumu bulunmakta idi. Birden fazla sosyal güvenlik kurumlarının varlığı, sigortalıların farklı dönemde bu sosyal güvenlik kurumlarında geçen sürelerinin birleştirilmesini zorunlu kıldığından 2829 sayılı Hizmet Birleştirme Kanunu düzenlenmiş ve sigortalıların geçmişte farklı sosyal güvenlik kurumlarına ödediği emekliliğe esas primlerin birleştirilerek değerlendirilmesi amaçlanmıştır.

Belirtmemiz gerekir ki; çalışma hayatının genellikle tek bir iş yerinde ve tek bir sigortalılık statüsünde geçmesinin beklenmesi hayatın olağan akışıyla bağdaşmayacağı için sigortalının farklı kurumlarda geçen hizmetlerinin birleştirilmesini beklemesi de en doğal hakkı sayılmaktadır.

HİZMET BİRLEŞTİRMEDE MAKSAT SİGORTALIYI KORUMAK OLMALI

2829 sayılı Kanun, birden çok sosyal güvenlik kurumundaki hizmetleri tek başına aylık bağlanmasına yetmeyen sigortalılara, farklı kurumlardaki hizmetlerin birleştirilerek ödenen primlerin boşa gitmesini önleme amacını taşır. Sigortalının bir sosyal güvenlik kurumundaki hizmetinin tek başına aylık bağlanmasına yeterli olması koşuluyla diğer sosyal güvenlik kurumunda geçen hizmetlerinin birleştirilmesi için bu yönde bir iradesi yoksa 2829 sayılı Kanunun hizmet birleştirilmesine yönelik hükümlerinin uygulanmaması gerekir.

2829 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanmasının isteğe bağlı seçimlik bir hak olarak görülemeyeceğini ileri süren akademisyenler bulunduğu gibi sosyal sigortalarda yardımların temel unsurunu talep şartına bağlayan, SGK’nın talep olmaksızın yardım yapmadığını dikkate alarak bir kurumdaki sigortalılık süresi aylık bağlanması yeterli ise ve sigortalının talebi de bu yöndeyse, temel amacı sigortalıyı korumak olan sosyal güvenlik ilkelerinin de buna ters olamayacağını dolayısıyla tek kurumdaki hizmetleri aylık bağlanmasına yetenlere 2829 sayılı Kanunun hizmet birleştirme hükümlerinin uygulanamayacağını ileri sürenler de bulunmaktadır. Bizim görüşümüz ve konuyla ilgili olarak verilen Yargı Kararları da bu yöndedir.

FAZLA PRİM ÖDEYENLER CEZALANDIRILMAMALI

2829 sayılı Kanunun amaç başlıklı 1. maddesinde, bu kanunun amacı; çeşitli sosyal güvenlik kurumlarına tabi olarak geçen hizmet sürelerinin birleştirilmesi suretiyle “ilgililerin sosyal güvenliklerinin sağlanması," olarak belirlendiğine ve 4. maddesinde de, bu Kanuna göre aylık bağlanmasına hak kazanıldığında hizmetlerin birleştirileceği, ancak, hizmet süreleri toplamının aylık bağlanmasına yeterli olmaması halinde, bu Kanun hükümlerinin uygulanmayacağı belirtildiğine ve sigortalının tek bir kurumdaki hizmetleri ile aylığa hak kazanıldığı durumlarda hizmetlerin birleştirilmesinin zorunlu olduğuna ilişkin 2829 sayılı Kanunda bir hüküm bulunmadığına göre tek bir sosyal güvenlik kurumundaki hizmetleri aylık bağlanmasına yeterli olan sigortalıların, aleyhine olabilecek hizmet birleştirmesine zorlanması, ilgililerin sosyal güvenliklerinin sağlanması amacı dışında bir işlemdir.

Üstelik bu zorlama sigortalının aylık alma hakkının yitirilmesine yol açacaksa, hizmet birleştirilmesi, sigortalının sosyal güvenliklerinin sağlanmasına değil aksine en temel sosyal güvenlik yardımı olan yaşlılık aylığından mahrum olmasına yol açacaktır. Kaldı ki; bu uygulama daha fazla prim ödeyenleri cezalandırmak olduğu gibi daha az prim ödeyip çalışma yaşamı dışında kalmayı teşvik etmekten başka hiçbir işe yaramayacaktır.

Örneğin; 1 Nisan 1985 ila 25 Mayıs 2002 tarihleri arasında SSK sigortalısı olarak 5800 gün prim ödemesi bulunan 1 Ocak 1963 doğumlu sigortalı daha sonra 1 Kasım 2002 ila 30 Nisan 2008 tarihleri arasında 1980 gün Bağ-Kur sigortalısı olarak prim ödemiştir. Sigortalı 15 Mayıs 2012 tarihinde yaşlılık aylığına başvursa, SGK sigortalının rızasına bakmaksızın hakkında 2829 sayılı Kanunun 8. maddesi hükmünü uygulayacak ve aylık bağlanmasında tabi olması gereken sigortalılığın Bağ-Kur olduğuna karar vererek 9000 gün prim ödeme şartı oluşmadığından sigortalının yaşlılık aylığı talebini reddedecektir.

Oysa bu sigortalı, 1 Kasım 2002 ila 30 Nisan 2008 tarihleri arasında hiç çalışmasa yani üretim süreci dışında kalsa ya da kayıt-dışı çalışsa veya Bağ-Kur sigortalılık tescilini yaptırmamış olsa ya da Bağ-Kur kaydını yapmakla birlikte hiç Bağ-Kur primi ödememiş olsa idi SGK sigortalıya yaşlılık aylığı bağlayacaktı.