İşletmeler istediği iş güvenliği firmasıyla anlaşabiliyor

Turkiye-Rehberi.Net Pinterest Turkiye-Rehberi.Net WhatsApp Turkiye-Rehberi.Net Facebook Turkiye-Rehberi.Net Twitter Turkiye-Rehberi.Net LinkedIn Turkiye-Rehberi.Net Çıktı Al Turkiye-Rehberi.Net Gmail Turkiye-Rehberi.Net Email Gönder
Şu anda firmalar istediği iş güvenliği firmasıyla istedikleri ücrete anlaşabiliyor. İşgüvenliği firması işini düzgün yapsa para aldığı şirketi şikâyet etmek zorunda. Bu konuya yapı denetim şirketi modeli bir çözüm mümkün. İş güvenliği firmasının parası kamu kurumuna yatırılabilir. Bu durumda iş güvenliği ve işçi sağlığı firması da parasını devletten alabilir.

6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası gereğince 50 veya daha fazla işçisi olan firmalar genelde kendileri iş sağlığı ve güvenliği uzmanı ile doktor çalıştırmak yerine bunu fatura karşılığı bir OSGB (Ortak Sağlık ve Güvenlik Birimi) firmasına devretmeyi daha uygun buluyorlar. firmalar diledikleri OSGB ile diledikleri para karşılığı anlaşabiliyorlar. OSGB de daha fazla firma ile anlaşabilmek adına fiyat düşürdüğü gibi işletmeyi kaybetmemek için işini tam yapamıyor. Zira işini tam yapsa önce iş sağlığı güvenliğine aykırı bulduğu hususları işveren şirkete bildirip 15 gün süre verecek, gereği yerine getirilmezse de bakanlığa şikâyet edecek. Peki şikâyet edilen işletme, artık kendisini şikâyet eden iş güvenliği firmasıyla çalışır mı?

YİNE TAŞERON ŞİRKET VE İŞÇİLERİ

Bu işin çözümü de var. Tam olarak işlemese bile inşaatlarda yapı denetim firmalari var ve inşaatçılar anlaşmayı diledikleri işletme ile yapıyor, ama parasını her ay gidip belediyelere ödüyorlar. Yapı denetim şirketi de parasını gidip belediyeden alıyor. Yani fiyatı belediye belirliyor. (Gerçi burada da belediyeden alınan paranın ne kadarının inşaat şirketine geri ödeneceğiyle ilgili anlaşmalar da yok değil.) Tıpkı buna benzer şekilde hangi işletmenin hangi OSGB ile çalışacağına kamu karar vermeli ve ödeme rakamlarını da kamu belirlemeli, ödemeler için de aracılık etmeli. Aksi halde bu düzen sürdükçe çok canlar yanmaya devam edecek.

Sonuçta, kâğıt üzerinde her şey düzgün gösterilip pratikte denetlemiyorlar. Denetlese, yasaya uygun çalışsa işini kaybediyor, onlar da işini kaybetmek yerine canların kaybolmasına göz yumuyor.

Ülkemiz ILO standartları doğrultusunda birçok sözleşmelere imza atmasına rağmen, sıklıkla ölümlü iş kazalarının meydana geldiği inşaat sektöründe ILO’nun “1988 tarihli 167 sayılı İnşaat İşlerinde Sağlık ve Güvenlik Sözleşmesi ve 175 sayılı Tavsiye Kararı”nı henüz onaylamamıştır.

ILO STANDARDINI UYGULAMAMIZ ŞART

Ekonominin lokomotifi gösterilen ve son 10 yılda hızla büyüyen inşaat sektöründe ILO’nun 167 sayılı kararının bugüne kadar gündeme alınmamasının nedeni ne olabilir?

‘ILO 167’ ne getiriyor:

İskeleden yeraltı çalışmasına, elektrik tesisatından yük asansörüne kadar tüm inşaat unsurlarına ILO kriterlerinin getirilmesi anlamına geliyor.

Hangi ülkeler imzalamış:

1991 yılından bu yana yürürlükte olan sözleşme, Uruguay, Irak, İtalya, Macaristan, Guatemala, Dominik Cumhuriyeti gibi ülkeler tarafından onaylanmıştır.

Sözleşmenin en temel haklarından biri, işçinin tehlikeyi sezmesi halinde çalıştığı bölgeyi terk etmesidir.

İşçinin sağlık koşulları ve güvenliği tehlikeye girmesi durumunda işyerini terk edecek, ayrıca inşaat sahipleri çevre güvenliği önlemleri alacaktır.

BAKANLIK MUAYENELERI SIRALAMIŞ

Çalışma Bakanlığı’nın rehberine göre asansörlerde yapılacak muayeneler şunlar:

-Muayene sonuçlarını muayene defterine koyun ve defteri incelenmesi için asansör kumanda merkezinde hazır bulundurulmalı.

-İlk çalıştırmadan önce muayeneler şarttır ve her 2 yılda bir yetkili bir kişi tarafından muayene gereklidir. Her yeni inşaat alanında kurulurken, her montajdan sonra yetkili bir kişi (uzman) tarafından muayene edilmelidir.

-İş başmüfettişleri tarafından yapılacak tetkikler bu yönde yoğunlaşmalıdır.