Daha önce çocuklarını sadece evlerine en yakın okullara yazdırabildikleri için sıkıntı çeken velilere MEB'den iyi haber geldi.
Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi 2010-2013 eğitim-öğretim yılı açılış töreninin ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Yeni eğitim-öğretim yılının başlamasıyla ilgili değerlendirmeleri sorulan Dinçer, 17 Eylül'de yeni eğitim öğretim yılının başlayacağını söyledi. Geçen hafta pazartesi günü ilkokul birinci sınıflarda yeni sistemle eğitime başlandığını anlatan Dinçer, "Bu pazartesi günü de orta birlerde ve liselerde yeni eğitim sistemiyle birlikte yola çıkmış olacağız. Hem yeni sistemimizin hem de yeni eğitim öğretim yılımızın hayırlara vesile olmasını diliyorum. Bütün çocuklarımızı tebrik ediyorum" diye konuştu.
"İŞYERLERİNİN ADRESİNİ BELGELENDİRMELERİ ŞARTIYLA ESNEKLİK SAĞLADIK"
Dinçer, "Öğrencilerin kayıt yaptıracakları okullarla ilgili esnekliğin" sorulması üzerine, özellikle büyükşehirlerde Adrese Dayalı Kayıt Sistemi ile çocukların ilkokullara ve ortaokullara kayıtlarını yaptırdıklarını belirtti. Bütün kayıtların yapıldığını, daha net şekilde çocukların hangi okula gideceğini gördüklerini ifade eden Dinçer, şöyle devam etti:
"Bir başka tespit olarak da yine büyükşehirlerde okullarda derslik başına öğrenci dağılımında bir dengesizlik söz konusu. Mesela İstanbul'da bin 245 ilkokulumuzda, mukayese ettiğimizde yaklaşık 381'inde öğrenci sayımız 30'un altındayken, birçok okulumuzda ise 50'nin üzerinde öğrencinin olduğu durumunu tespit ettik. Bu yüzden ilçelerle okulları birbirleriyle uyumlaştıracak ve öğrenci sayısı çok olan yerlerden gönüllü olan velilerimizin çocuklarını, öğrenci sayısı az olan bölgelerdeki okullarımıza kaydırabileceğiz. Bunu velililerimizin tercihine bırakıyoruz ama böyle bir esneme yaptık. Bunun dışında yine şehrin merkezi yerlerindeki okullarımızda dersliklerimizde öğrenci sayılarının az olduğunu gördük. Buradan hareketle de 'işyerine giderken çocuğumu yanımda götürürüm' diye düşünen velilerimiz varsa onların da işyerlerinin olduğu adresi belgelendirmeleri şartıyla, çocuklarının o bölgeye kaydırılmasıyla ilgili bir esneklik sağladık. Bununla az da olsa bir rahatlama olacağını tahmin ediyorum."
"BİLİMSEL OLARAK ÖZGÜR, İDARİ OLARAK ÖZERK"
Dinçer, "YÖK ile ilgili çalışmalarda hangi noktaya gelindiğine" ilişkin de bilimsel çalışmaların çok merkezi ve otoriter bir yapı içinde yürütülemeyeceklerini vurguladı.
"Bu nedenle herhangi bir üniversite eğitiminden bahsediyorsak, çok açık ve net şekilde bilimsel özgürlükten ve idari özerklikten bahsetmeliyiz" diyen Dinçer, bu anlamda YÖK ile ilgili yapılanma çalışmalarında temel iki ilkenin "bilimsel olarak özgür, idari olarak özerk" olacağını dile getirdi. Çalışmaları YÖK'ün yaptığını ve bu konuda önemli mesafe katedildiğini dile getiren Dinçer, yakın zamanda çalışmaların kendilerine sunulmasını beklediklerini kaydetti.
Dinçer, "YÖK'ün kaldırılması söz konusu mu?" sorusunu, "Tabii şu anda çok net bir şey söylemem mümkün değil. Henüz taslak bize ulaşmadı ama genel yaklaşımı itibarıyla, YÖK'ün üniversiteler üzerinde onları yöneten bir kurum değil, daha çok üniversitelerde kalite derecelemesi yapan ve aralarında koordinasyon sağlayan bir kurum olarak varlığı daha çok düşünülüyor sanki" şeklinde yanıtladı.
"HER DEĞİŞİM KARŞI ÇIKIŞLARI DA GETİRİR"
Bakan Dinçer, "yeni eğitim sistemiyle ilgili eylemlerin" sorulması üzerine de değişikliğin temel gerekçesinin küresel dünyadaki değişme ve gelişmeler olduğunu ifade etti. Dünyanın süratle ve sürekli değiştiğine işaret eden Dinçer, "Bu yüzden de ona ancak uyum sağlayabilirseniz ayakta kalırsınız. Kendi iç dinamiklerimize baktığımız zaman da ulusal düzeyde eğitimimizde birçok sorunu gündeme getirip tartışabiliriz. Bu açıdan hem iç çevre hem dış çevre faktörlerinin bizi değişime zorladığı açık" diye konuştu. Buradan hareketle eğitim sisteminde değişiklikler yaptıklarını anlatan Dinçer, şunları kaydetti:
"Tabii ki yapılan bir değişiklikle alakalı olarak toplumun bütün kesimlerinin yüzde yüz mutabakata varması, herkesin bu değişikliklerden çok mutlu olması da beklenmez. Her değişim, beraberinde ona karşı çıkışları da getirir. Bunun çok normal olduğunu kabullenmeliyiz. Bu sebeple yaptığımız değişikliklere yönelik eleştirileri, bununla ilgili gösterileri çok yadırgamıyor ve bunu çok normal olarak görüyorum. Daha da önemlisi bu eleştirilerden, hakikaten haklı olanlar varsa, onları da kendimize rehber ediniyoruz. Şöyle düşünebilirsiniz, normal bir kontrol panelinde ikaz eden bir kırmızı ışık gibi düşünebilirsiniz bir eleştiriyi. Bu size bir yerde hata yapıp yapmadığınızı gösterir. Biz de geriye dönüp verdiğimiz kararları inceliyoruz. Ancak bu eleştirilerin veya bu karşı çıkışların ön yargılı olmaması, subjektif ve siyasi nedenlerle değil daha çok eğitimin ihtiyacı ve gerekleriyle ilgili olması da önemli. Doğrusu ön yargılı, siyasi ve ideolojik mahiyetli olan direnişler, gösteriler bize çok fazla yol göstermiyor."
"SEÇİMLİK DERSLERLE İLGİLİ ŞEFFAF DAVRANACAĞIZ"
Bakan Dinçer, "seçmeli derslerle ilgili veriler" konusunda ise ellerinde henüz çok net bir bilgi olmadığını, gelecek hafta içinde daha netleşeceğini ifade etti.
Seçimlik derslerle ilgili birçok spekülasyon olduğunu belirten Dinçer, "Karar verdik, bununla ilgili mümkün olduğu kadar şeffaf davranacağız. Okullarımızda çocuklarımızın seçtiği derslerin neler olduğu ve kaç kişinin o dersi seçtiğine dair bilgilerin veliler ve kamuoyuyla paylaşılması için gerekli düzenlemelere dair bir yönlendirme, açıklama verdim. Kim neyi seçti, ne kadar seçti, paylaşacağız. Onlardan verebileceğimiz dersleri de yine kamuoyuyla açıkça konuşacağız" diye konuştu.
İlkokul birinci sınıfa kayıtlarla ilgili rapor alan velilerin ilk bilgilerinin geldiğini belirterek, "Henüz çok net değil, ilk bilgiler geldi. Tüm bilgilerden sonra daha net ifadeler kullanacağım ama gördüğümüz kadarıyla velilerimizin rapor alma oranı yüzde 3 civarında. Önceki yıllarda mukayese ettiğimiz zaman bu oranda büyük bir farklılık yok" dedi.
Velilerin, bu yıl da her yıl olduğu gibi çocuklarının bir yıl sonra eğitim yapabilmesi için rapor aldığına işaret eden Dinçer, "Ancak bu rapor alma oranı önümüzdeki yıllardan farklı değil. Yüzde 3 bizim beklentilerimizin bile altında. Bu kez 60 ila 66 ay arasında çocuğunu gönüllü olarak okula kaydettirenler de beklentilerimizin üstünde oldu. Aşağı yukarı yüzde 13-14 civarında da kayıt orada söz konusu. Ancak bir hafta, 10 gün sonra net rakamlar elimize ulaşacak" şeklinde konuştu.
Copyright Türkiye Rehberi 2006 - 2024. Tüm Hakları Saklıdır. Gizlilik Politikası | Feragatname