Okul sütüyle ilgili siyasi rant sağlamaya çalışıldı

Turkiye-Rehberi.Net Pinterest Turkiye-Rehberi.Net WhatsApp Turkiye-Rehberi.Net Facebook Turkiye-Rehberi.Net Twitter Turkiye-Rehberi.Net LinkedIn Turkiye-Rehberi.Net Çıktı Al Turkiye-Rehberi.Net Gmail Turkiye-Rehberi.Net Email Gönder
Okul sütü projesine yönelik yapılan suçlamaları haksız bulduğunu söyleyen Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker, çocukların hastaneye gitmesini zehirlenme olarak tanımlayanların siyasi rant sağlamaya çalıştığını dile getirdi.
Ulusal Süt Zirvesi açılış töreni Çeşme Altınyunus Hotel’de Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker’in katılımları ile gerçekleşti. Açılış öncesinde Gürcistan’ın Acara Özerk Bölümü Tarım Bakanı Donari Surmanidze ve İzmir Ticaret Odası (İZTO) yönetim Kurulu Başkanı Ekrem Demirtaş ile basına kapalı olarak görüşen Mehmet Mehdi Eker’in görüşmesi yaklaşık 45 dakika sürdü.

Konuşmaların öncesinde süt içimini arttırmak amacıyla yapılan kamu spotu videosu Bakan Eker’e hediye edildi. Konuşması sırasında okul sütü projesine yönelik yapılan suçlamaları haksız bulduğunu dile getiren Bakan Eker, çocukların hastaneye gitmesini zehirlenme olarak tanımlayanların siyasi rant sağlamaya çalıştığını dile getirerek; "Hastaneye kaldırılan bir tane öğrenciye doktorlar tarafından zehirlenme teşhisi konulmamıştır. Laktoz intoleransının belirtileridir. Analizlerimizi yaptık. Bir tane zehirleyecek bakteri bulunmamıştır” diyerek konuya açıklık getirdi.

Süt sektörü ve hayvancılık sektörü için çok önemli bir zirvenin gerçekleşeceğini dile getiren Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker; “Süt sektörü diğer sektörlere göre üvey evlattı. Onunda bir üvey evladı vardı oda hayvancılıktı. Devlet 100 lira desteğin 4 lirasını hayvancılığa veriyordu. Şimdi böyle bir yapıda bu üvey evlat olmazda ne olur. Biz hayvancılığın payını yüzde 4’ten yüzde 28’e çıkardık. Bugün tarıma destek ödediğimiz her 4 liradan bir lirasından fazlasını hayvancılığa veriyoruz. Hayvancılığa önem vermek asıl budur. Şimdi Türkiye’nin sığır popülasyonu 10 milyonun altında.

Bu 10 milyon sığır varlığının 5’te 1’i bile olmayan bir kültür ırkı vardı. Bugün toplam sığır varlığımızın yüzde 48’i kültür ırkı. 2.5 milyon saf ırk dişi hayvan var. Buraya gelmekle Türkiye’de hayvancılıkta verim artışı oldu. Bu politikalar olmadan önce 8.4 milyon ton süt üretiliyordu. Bugün 13.6 milyon ton geçen senenin rakamıdır. 2011’de yayınlanan istatistiktir. Yüzde 10 artış olduğunu kabul ediyoruz. Bugün FAO’nun rakamından daha yüksekteyiz. Kendi coğrafyamıza sahip olmayan sığır getiriyoruz. Bunlara ait yem ayarlıyoruz. Sulaması gibi yatırımlar yapıyoruz. O zaman işte Türkiye’nin yaptığı değişim ve dönüşüm ortaya çıkıyor. Kendi varlığınızla yaptığınız bir şey değil. Bana neden ithal ediyorsunuz diyorlar. İlk ithalat 1925’te oldu. Neden çünkü yüksek verimli kültür ırklarını getirip bununla verimi yükselteceğiz. Biz ne yaptık bunu hızlandırdık. Yüzde 10’ken kültür ırkı şimdi yüzde 40’lara çıktı.

Benden önce 14 tane bakanla çalıştım. Memur olarak. Tek partiyi de gördüm koalisyonu da gördüm. Geçmişte ne yapıldığını hangi politikalar yapıldığını biliyorum. İki baş 3 baş hayvanla ne süt verimini artırırız, ne süt kalitesini artırırız, ne de ihracat yapabiliriz. Size tavsiyem işletmelerimizi biraz daha büyütelim. Anadolu’nun keçisini, koyununu beslememiz ve geliştirmemiz lazım ve biz bunu yaptık. Son iki yılda koyun ve keçi sayısında ciddi artışlar var. Sadece sığırcılığa dayandırmamalıyız. Sığırcılığı büyüteceğiz. Verimli hale getireceğiz ama koyun ve keçiyi geliştirmemiz lazım. Bizim coğrafyamızın temel varlığıdır. Bunu asla göz ardı etmemiz mümkün değildir." dedi.

ZEHİRLENME YOK

Okul sütü projesi ile ilgili kafada kalan soru işaretlerine de netlik getiren Bakan Eker; “Okul sütü başlattık. Bunu da maalesef siyasi hesaplarla birileri lekelemeye çalıştı. Bununla ilgili net bilgi vermek istiyorum. Bugün haftanın 5 günü 7 milyon 200 bin çocuğumuza süt dağıttık. Bu pilot uygulama değil. Hakkari Çukurca köyünden Edirne’deki köye kadar. İzmir’den Muğla’ya kadar. 780 bin kilometre alanda 32 bin 780 okula.

Türkiye tarihinde böyle büyük bir proje uygulanmadı. 2002’de 4 vilayette pilot uygulama dışında böyle uygulama yok. O dönemde de rahatsızlanma oldu. 15 – 20 gün sürdüğü halde. Bunları görmezden geliyorlar. Ne sütün kalitesinde problem var. Gitmiş bir televizyon kanalı 7 ilden süt toplamış gitmiş özel laboratuarda analiz etmişler. Analiz sonucu temiz çıkmış. Biz binlercesini analiz ettik. Bir tane hastalık yapacak bakteri bulunmadı. Laktoz intoleransı sebebiyle bu rahatsızlıklar oldu.

Ama bu çocuklara hiçbir doktor bu çocuk sütten zehirlendi demedi. Ama televizyon, gazete ve siyasi rant sağlayanlar sütten zehirlendi dediler. Bir tane çocuk sütten zehirlenmedi. İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne teşekkür ediyoruz. Süt dağıtarak güzel şeyler yapıyor. Diğer belediyelerin de böyle yapması gerekiyor. Ama bu sütler haftada bir plastik bardakta dağıtılıyor. Bu proje ile okul sütü projesi ile nasıl bir mukayese sağlarsınız. Biri yakın bölgede dağıtılıyor. Ötekisi tüm Türkiye’ye hakim bir proje" dedi.

Türkiye’nin artık uluslar arası süt zirvesini ağırlayacak bir ülke konumuna geldiğini söyleyen Bakan Eker; "Keşke Uluslar arası Sütçülük Federasyonu’na üye olsaydık. Erken kalkan yol alır. Ama Türkiye bazı konularda erken kalkmamış. Şimdi biz erken kalkmadık ama süratli davranmalıyız. 2016 yılında uluslar arası biz sütçülük zirvesinin Türkiye’de olmasını istiyoruz. Ama nerede olur? İzmir’de olur. Çünkü Sütçülüğün merkezi İzmir’dir. Tabi bunun altyapısını İzmir Valisi, milletvekilleri, ticaret odası, sanayi odası gibi kuruluşlara düşer. Türkiye ve İzmir böyle bir etkinliğe ev sahipliği yapsın. Türkiye bu tür organizasyonlara ev sahipliği yapacak güce ulaştı” şeklinde konuştu.

Gürcistan’ın Acara Özerk Bölümü Tarım Bakanı Donari Surmanidze; “Türkiye Gürcistan arasında her türlü ticari ilişkiler gelişmeye devam ediyor. Türkiye bizim için çok önemli bir ortaktır. Gürcistan’da ithalat yapan birçok ülke var. Ama sırada ilk olan Türkiye’dir. İthalatın yüzde 65’i Türkiye’den yapılıyor. Devlet olarak vergileri kolaylaştırdık. Yabancı sermayeye teşviklerimiz var. Enerji kaynaklarımız daha ucuz.” diyerek bölgeye yatırım yapılabileceğini söyledi.

OKUL SÜTÜ PROJESİ DEVAM EDİYOR

İzmir’de yapılan Süt Zirvesi’nden büyük memnuniyet duyduğunu söyleyen İzmir Valisi Cahit Kıraç; “Çocuklarımızın süt alışkanlığı edinmesinde okullarımızda düzenlenen okul sütü programı devam etmektedir. Yıl sonu itibari ile 6 milyon öğrenciye süt vermiş olacağız. Ben şahsım adına hükümetimize saygılarımı sunarım. Süt ve süt ürünlerinin işlenmesi pazarlanması ve sütün kalitesini arttırmak amacıyla ilimizde pek çok çalışma yapılmaktadır.

Ayrıca valiliğimizce halkı bilinçlendirme eğitimleri yapılmaktadır. Ayrıca soğuk zincir oluşturulması ile ilgili çalışmalar hızla devam etmektedir. 2016’ya kadar süt zirvesi yapılacak yerlerin dolu olduğunu söylemişlerdi. Ben de buradan Uluslar arası Sütçülük Federasyonu Başkanı Richard Doyle’ye seslenmek istiyorum. 2016 uluslar arası Süt Zirvesi’ne buradan aday olduğumuzu söylemek istiyorum. Sütün başkenti İzmir’in bunu hak ettiğini düşünüyorum. Sütün gelişmesinde bu zirvenin katkılar sağlayacağına inanıyorum" diye konuştu.

DÜNYA SÜT ZİRVESİ İZMİR’DE OLSUN'

Ulusal Süt Zirvesi’nde bulunmaktan büyük memnuniyet duyduğunu dile getiren İZTO Yönetim Kurulu Başkanı Ekrem Demirtaş; "Böyle bir programa sponsor olmaktan mutluluk duyuyoruz. Bu sektörü ilk kez sektörleştiren Selçuk Yaşar’ı saygı ile anıyoruz. Sayın Tarım Bakanımıza da yaptıkları çalışmalardan ötürü teşekkürlerimizi sunuyorum" dedi. Sütün önemine değinen Demirtaş; “2005 yılında süt üretiminde 15. sıradaydık. Şimdi 9 sıraya geldik. Süt sektöründe gelir 4 milyar dolara ulaştı. Süt üretiminin yüzde 10’u İzmir’de bulunuyor. Odamıza gelen en büyük şikayetler fiyat dalgalanmaları ve kayıt dışı firmalar. Hükümetimizin de buna karşı mücadele ettiğini biliyoruz.

Maliye Bakanımız son KDV oranını vermişti. Bu konu da bir indirim beklentimiz var. Bizim son olarak biz istediğimiz var. Dünya Süt Zirvesi’ni 2012’de İsrail’de sonra Japonya’da sonra Türkiye’de yapacakmışız. Bu tarihi lütfen öne çekelim ve bu Zirve’nin yeri İstanbul Lütfü Kırdar değil. İzmir’dir. Biz 2016’yı bekleyemeyiz. 2. süt konferansını ulusal değil, uluslar arası yapalım. Biz bu konferansa büyük destek sağlayacağız” diyerek istekte bulundu.

İzmir Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Barış Kocagöz; "Hayvancılık sektörü ve süt dönemi önemli bir süreçten geçiyor. Birçok yatırımcının bu sektöre yatırım yaptığı haberlerini alıyoruz. Günümüzde büyük ölçekli yatırımcılar devreye giriyor. Üretimimiz ciddi oranda artıyor. Süt sektörünün bu yaşadığı değişimde yeni sorunlara yol açıyor. Genelde hayvancılık özelde süt üretimi üreticilerimizin bir moda tarımsal bir üretim mi olacak yoksa büyük önemli sanayi sektörüne mi dönüşecek ve ihracat yapacak konuma mı gelecek. Hepimiz ikinci seçeneği tercih ediyoruz. Sağlıklı nesiller yetiştirmek için buna mecburuz. Ayrıca yurtdışı piyasalarda var olabilmek için buna mecburuz” şeklinde konuştu.

Bu yıl ilk kez düzenlenen Ulusal Süt Zirvesi’nin önemine değinen Ulusal Süt Konseyi Başkanı Harun Çallı; “Süt sektöründe kalkınma amaçlı destekler veren hükümetimiz her türlü tedbiri de almaktadır. Konseyin tüm çabalarının yanında olan hükümetimiz olmaya da devam edecektir. Ayrıca okul sütü programını başlatan Sayın Başbakanımız ve sizlere teşekkürlerimizi sunuyorum” dedi. Yaşar Holding Yönetim Kurulu Başkanı İdil Yiğitbaşı ise, “Bu zirveyi hayata geçiren herkese teşekkürlerimi sunuyorum. Bu zirve bir ilk aynı zamanda ülkemizin ilk modern süt tesisinin kurulduğu İzmir’de olması büyük önem taşıyor” dedi. Süt ve süt hayvancılığının önemine değinen Yiğitbaşı; “Türkiye’nin AB üyeliği sürecinde hayvansal gıda sürecinde güçlü adımlar atması Türkiye’de süte olan ilgiyi artıyor. Herkese ilk Ulusal Süt Zirvesi’ne katılımından dolayı teşekkürlerimi sunuyorum" diye konuştu.

Açılış konuşmalarının ardından Ulusal Süt Zirvesi’ne destekte bulunan firmalara plaket hediye edildi. CİHAN