Sağlık Bakanı 'Aile hekimliğinde hastalardan para alınmayacak'
Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, "Aile Hekimliği'ne müracaat eden herhangi bir hastamızdan ücret alınması söz konusu değil" dedi. Müezzinoğlu, Batı Trakya Türkleri Dayanışma Derneği Bursa Şubesi (BTTDD) Panayır ve Yağlı Güreşleri organizasyonuna katıldı.
Etkinlikte gazetecilerin sorularını cevaplandıran Müezzinoğlu, aile hekimlerine randevu sistemi başlamasıyla hastalardan "8 lira alınacağı" söylentisinin olduğu yönündeki soruyu şöyle cevaplandırdı:
"Hayır yok öyle bir şey. Aile Hekimliği'nde herhangi bir ücret alımı söz konusu değildir. Aile hekimlerimizin Aile Hekimliği'ne müracaat ettiklerinde istenen tahlillerin laboratuvarlardaki gidiş gelişlerdeki ücretleri aile helkimlerimizin maaşlarından kesiliyordu. Onu Halk Sağlığı Müdürlüklerimiz ödeyecek. Dolayısıyla bu anlamda Aile Hekimliği'ne müracaat eden herhangi bir hastamızdan ücret alınması söz konusu değil."
"VATANDAŞLARIMIZ DA BUNDAN SON DERECE MEMNUN OLACAK"
Aile Hekimliği'ne getirilecek randevu sistemiyle ilgili her iyinin bir zorluğu olabileceğini belirten Müezzinoğlu, şunları kaydetti:
"Herkesin zamanı çok değerli. Dolayısıyla hekimliğimizden daha rahat istifade edebilmek, hastalarımızın zamanlarını doğru planlayabilmek adına, aile hekimlerimizle hastalarımızın günün sağlıklı dağılımını planlı bir şekilde yapabilmek adına hasta, elindeki telefonla veya internet aracılığıyla randevusunu alacak. Burada arzumuz, kimseye eziyet etmek değil, tam aksine daha medeni, daha çağdaş, zamanı doğru kullanan, hasta haklarını, hastanın zaman hakkını da planlamasını ona veren bir uygulamadır. Bunu Kamu Hastaneleri Birlikleri'nde yapıyoruz. Yüzde 75 başarı yakaladık. Burada da bunu başlatıyoruz. Yıl sonuna kadar yer yer sorunlarımızın çıkabileceğini tahmin ediyoruz ama zaten hiç sorunsuz bir yeni yapılanmanın söz konusu olduğunu da söylemek de mümkün değil."
"Altı ay sonra fevkalade oturmuş, en az yüzde 90 verimli çalışan bir sistem olacak ve Aile Hekimliği'nden hizmet alan vatandaşlarımız da bundan son derece menun olacak" diyen Müezzinoğlu, sözlerine şöyle sürdürdü:
"Vatandaşımızın zamanını, hizmet alma kalitesini tabii ki imkanlar ölçüsünde, teknolojik altyapı ölçüsünde planlamak durumundayız. Dolayısıyla bugün, gece karar verdiğinizde, 'ben yarın doktoruma muayene olmak istiyorum' deyip, elinizi kolunuzu sallayarak gittiğinizde 3 saaat beklemek sizi mutlu eder mi? Ama gitmeden telefonla ya da internet ortamında, 'saat 01.30'da randevunuz var' dense... Dolayısıyla bunu medeniyetin gerekliliğiyle yapmıyorsak bizim eksikliğimiz ve ayıbımız olur."
Müezzinoğlu, Sağlık Bakanlığı'nın yeni yapılanmasıyla kamuoyunda Halk Sağlığı Müdürlükleri ile İl Sağlığı Müdürlüklerinin birleşeceği yönündeki söylentilerin gerçeği yansıtmadığını ifade ederek, şöyle devam etti:
"Bir defa biz önümüzdeki dönemde Halk Sağlığı Müdürlüklerimizi çok daha güçlü hale getirmeyi planlıyoruz. Çünkü Türkiye artık sağlık hizmetleri sunumunda çok önemli bir mesafeyi katetti ve yakaladı. Bunun standardını korumak ve geliştirmek için planlamalarımız mutlaka güçlü bir şekilde devam edecek ama bizim önümüdeki dönemde önemsememiz gereken önemli bir hadise de koruyucu sağlık hizmetleridir. Toplumun sağlıklı, hasta olmadan önceki dönemini güçlü hale getirmeliyiz. Biz yalnız hasta olanları tedavi etmekle sorumlu değiliz, 75 milyonun sağlıklı bir yaşam sürmesiyle ilgili bir görevimiz var. O nedenle Halk Sağlığı Müdürlüklerimizin bu alanda, çocuklarımızla, gençlerle, ailelerle ilgili sağlıklı nesiller adına önemli sorumlulukları olacak. Bunların başında da aktif yaşam, sosyal yaşamın daha sağlıklı olmasıyla ilgili birçok projeyle Halk Sağlığı Müdürlüklerimiz çok daha önemli görevler üstlenecek."
BİRLİKTELİK ANLAYIŞININ YANSITILDIĞI MİRAS
Bakan Müezzinoğlu, etkinlikteki konuşmasında ise yağlı güreşlerin sporun, kültürün ötesinde birliktelik anlayışının yansıtıldığı bir miras olduğunu söyledi.
"Birilerinin bize insan haklarını dayatmadan önce kendisinin o anlamdaki duyarlılıklarını ve samimiyetini test etmek lazım" diyen Müezzinoğlu, şunları kaydetti:
"Avrupa veya Balkanlar'daki tarihi eserlerimizi, kültürel mirasımızı yok farz ederek insan hakları, hukuk ya da adaletin güçlü bir şekilde olabileceğini onlar bize dayatabilirler ama biz de artık onların öyle olmadığını biliyoruz. Oradaki kültrümüzün yaşaması için hep birlikte mücadeleye devam edeceğiz."