Ankara Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği (ANKESOB) tarafından düzenlenen toplantının açılış konuşmasını yapan Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) Başkan Yardımcısı Mustafa Kuruca, sosyal güvenlik sisteminin çıkan yasalarla yeniden reforme edildiğini anlattı.
10 BAKANLIK BÜTÇESİNDEN BÜYÜK BÜTÇE
Türkiye'nin Sosyal Güvenlik Sisteminin bütçesinin 160 milyar lira civarında olduğunu ifade eden Kuruca, bu rakamın 10 bakanlık bütçesinden daha büyük bir bütçe olduğunu kaydetti.
Gelecekte sosyal güvenlik sisteminin sürdürülebilirliğinin sağlanması gerektiğini dile getiren Kuruca, bu amaçla ülkenin sosyal güvenlik sisteminin sıkıntılarının aşılması gerektiğini söyledi.
Dünyadaki tüm ülkelerin sosyal güvenlik sistemlerinde açık olduğunu, bunun nedeninin sosyal güvenlik kurumlarının kar eden kurumlar olmadığını ifade eden Kuruca, ''Sosyal güvenlik sisteminin gelir gider dengesine bakıldığında, genel bütçeden sosyal güvenlik kurumuna yapılacak her transfer, düşük gelir gruplarına yapıldığı için gelir dağılımında düzeltici etkisi var'' dedi.
Türkiye'nin ''kara delik'' diye adlandırılan sosyal güvenlik sisteminin, genel bütçeden yapılan transferlere bakıldığında sıkıntılı gibi görünse de sürdürülebilir noktada olduğunu belirten Kuruca, ''Her geçen yıl özellikle son 20 yıl içinde yıldan yıla yükselen oranda genel bütçeden sosyal güvenlik kurumuna yardım yapılmış olması ve bu yardımların artarak devam edecek olması tehlike olarak karşımıza çıkıyor'' diye konuştu.
YAŞLI NÜFUS ARTACAK, SIRTIMIZDAKİ YÜK ÇOĞALACAK
Türkiye'nin nüfusunun genç olması nedeniyle 20-30 yıl sonra yaşlı nüfusun artacağını bildiren Kuruca, şunları kaydetti:
''Yaşlı nüfusun sağlık giderleri fazladır. Buna paralel olarak da ortalama yaşam süresi hızlı bir şekilde artıyor. Bu durum daha uzun süreli emekli aylığı ödemesini beraberinde getirecek. Bu yük Sosyal Güvenlik Kurumu'nun sırtına iyice binecektir. Diğer taraftan nüfusun artış hızı düşüyor, arkadan genç nüfus gelmediği zaman ki bugün Avrupa'da genç nüfus az olduğu için okullar kapanıyor.
Türkiye'yi de bekleyen tehlike bu olduğu için hem sosyal güvenlik sisteminin yeniden reforme edilmesi, buna yönelik politika üretilmesi ve sosyal güvenlik kurumundan beklentilerin buna göre oluşturulması gerekiyor. Biz, bugünü kurtaralım, erken emekli olalım, daha fazla maaş alalım derken aslında geleceğe yönelik olarak çocuklarımızın, torunlarımızın geleceğine ipotek koymuş oluyoruz.
Bu ipoteği koymadan daha rasyonel, üreterek primlerimizi ödeyerek, olması gerektiği şekilde sosyal güvenlik sisteminin oluşturulması gerekiyor.'