SGK il binası önünde 'mobbing' protestosu

Kendilerine 'Mobbing'e Son' adını veren yaklaşık 20 kişilik grup, SGK çalışanı Hüseyin Yüksel'e işyerinde mobbing uygulandığını öne sürerek SGK'nın Fındıklı'da bulunan il binası önünde toplandı. 'Bezdirmeye hayır. SGK'da Mobbing'e son' yazılı pankart ile 'Hüseyin Yüksel yalnız değildir' , 'Mobbing insanlık suçudur' , 'Mobbingciler cezalandırılsın' yazılı dövizler taşıyan grup adına bir açıklama yapan Ali Menteşe, Sosyal Güvenlik Kurumu'nda varolduğunu öne sürdükleri psikolojik taciz uygulamalarını protesto etmek ve hakkında disiplin soruşturması açılan arkadaşları Hüseyin Yüksel'e destek vermek için burada toplandıklarını söyledi.

2,5 yıl içinde 49 kez sürgün edildiğini, hakkında 11 defa soruşturma açıldığını, 3 defa disiplin kuruluna verildiğini ve hakkında 604 defa tutanak tutulduğunu belirtiği Hüseyin Yüksel'in bu defa SGK'ya mobbing davası açtığı için disiplin kuruluna verildiğini savunan Menteşe, bugün bu binada yapılacak toplantıda Yüksel'in işten çıkartılmasının görüşüleceğini öne sürdü.

Konuşmasında mobbing'in insan sağlığındaki olumsuz etkilerinden bahseden Menteşe, Hüseyin Yüksel'in 2005 yılından itibaren sistematik olarak çalıştığı SGK'da mobbing'e maruz kaldığını iddia etti. SGK yetkililerine seslenen Menteşe, "Mobbing yaptığı raporlarla tespit edilen yöneticilerinizi görevden alın. Kurumunuzda sistematik hale getirdiğiniz mobbinge son verin. Başta Hüseyin Menteşe olmak üzere hakkını arayan çalışanları hedef alan disiplin soruşturmalarını durdurun." Şeklinde konuştu. Grup açıklama sırasında 'Susma sustukça sıra sana gelecek' , 'Birleşen güçler yenilmezler' , 'Hüseyin Yüksel yalnız değildir' , 'İşte burası mobbing yuvası' şeklinde slogan attı.

Başından geçen olaylar hakkında bilgi veren Hüseyin Yüksel ise, mobbingin 2005 yılında başladığını savundu. O tarihte bağlı oldukları sendikanın iş yeri temsilcisi olduğunu hatırlatan Yüksel, "Ödenmeyen haklarımız vardı. Bunu talep etmemiz sonucunda ilk sürgünüm başladı. İtiraz ettim. Bunun sonrasında yaşanan gelişmelerde baskılar arttı. İmza föyüm kaldırıldı, masam elimden alındı, bilgisayarım alındı. Şifrem iptal edildi. Ve odamdan çıkartıldım, koridorda noter huzurunda iş verilmesini bekledim. Bu 106 gün kadar sürdü. Bu arada benimle konuşan tüm iş arkadaşlarım sürgüne gönderilmeye başlandı. Tamamen izole edilmeye başlandım. Ve işyerine her gün güvenlikler eşliğinde girip güvenlikler eşliğinde çıkartıldım." Dedi.

Açtığı davayı kazanınca tekrar kendisine iş verildiğini belirten Yüksel sözlerini şöyle sürdürdü: "Bir ay sürmedi tekrar görev yerimi değiştirdiler. Ve bu sefer o kazandığım hakkı alamayacağım bir iş verdiler. Bunu da reddettim. Psikolojik baskılar üzerine Çapa Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı'na başvuruda bulundum. Psikiyatriden konsültasyona girdim ve mobbing raporu aldım. Tazminat davası açtım. Dava açtığım için hakkımda soruşturma açarak iş akdimin feshi için uğraşıyorlar."

Grup açıklamaların ardından bir süre oturma eylemi yaparak olaysız dağıldı.