"Yoksullukla mücadele ana hedefimiz..." Bunu söyleyen Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer.
Dinçer'le, doğduğu, büyüdüğü yer olan Karaman'da hafta sonu birlikteydik. Sohbet imkanı bulduk. Tabii ana konu, Türkiye'deki yoksulluk, hükümetin bu konuda attığı adımlar oldu.
"Emekli maaşları niye bu kadar düşük?" sorusunu da sorduk Bakan Dinçer'e. Uzun uzun, ayrıntısıyla anlattı.
Önce yoksullukla mücadele konusu;
CHP'nin seçim kampanyası çerçevesinde ortaya attığı "aile sigortası" çok tartışıldı.
CHP, yoksullukla mücadele çerçevesinde ailelere düzenli maaş ödemeyi vaadediyor.
Hükümetin de bir programı var bu konuda. Bakan Dinçer, "vatandaşlık hakkı" olarak nitelendiriyor hükümetin programını ve anlatıyor;
"Vatandaşlık hakkı" da, yoksul kişilere düzenli olarak verilecek bir maaş. Ancak bu belli şartlara bağlı. Ve ömür boyu elde edilecek bir hak değil. Kişiye, aileye özel belirlenecek bir çeşit kolaylık.
Şöyle ki;
YEŞİL KARTI VİZE ETTİRMEYE GELENLER İNCELEMEYE ALINACAK
Hükümet yeşil kartı olan her bireyi, bu yeşil kartına vize için başvurduğunda incelemeye alacak. Bakan Dinçer, "‘yoksulum' diyeni, yoksul kabul ediyorduk. Gerekli test mekanizmalarımız yoktu. Şimdi bunu oluşturduk" diye açıkladı yapılacak incelemeyi.
Buna göre, özel olarak eğitilmiş sosyal destek danışmanı, yeşil kartlı kişi ve ailesi ile ilgili her unsuru değerlendirecek. Çocukların durumu, okuyup okumadıkları, ebeveynlerin durumu, çalışacak durumda olup olmadıkları, ailenin temel ihtiyaçları...
Eğer yeşil kartlı kişi çalışabilecek durumdaysa, bizzat sosyal yardım danışmanı bu kişiye iş bulunabilmesi için işkur'a kaydettirecek.
Sosyal yardım danışmanının tavsiyeleri çerçevesinde okuma çağındaki çocuklar okula yönlendirilecekler, ailedeki çalışabilecek durumdaki vasıfsız kişiler de meslek indirme kurslarına yönlendirilecekler.
Ancak kişi çalışacak durumda değilse, okutması gereken çocukları varsa, "vatandaşlık hakkı" devreye girecek.
Bu hak ise, "ömür boyu" değil. Yine Sosyal Destek danışmanının yapacağı incelemeler sonucunda, maaş ancak ilgili kişinin, ailesinin durumu düzelene kadar verilecek. Bakan Dinçer bu konuyu, "Bu sürekli olarak verilecek bir düzenli maaş değil. Kişilerin durumları düzelene kadar verilecek bir destek" sözleriyle açıkladı.
YEŞİL KARTLININ HARCAMASI KONTROL ALTINDA
Yoksulluk desteği alan vatandaş sıkı incelemeye alınacak. Bu çerçevede, vatandaşın gelirleri ve harcamaları kontrol edilecek. Vatandaşın beyan ettiğinin aksine harcaması olup olmadığı sürekli kontrol altında tutulacak.
SOSYAL YARDIMLAR TEK ELDEN DAĞITILACAK
Bakan Dinçer, bundan böyle sosyal yardımların "tek elden" dağıtılacağını, ilgili tüm kurumların tek çatı altında toplanacağını da vurguladı. Bakan Dinçer, "Eğer sosyal devletseniz, tedavisini yaptıramayan vatandaşı tedavi ettirmeniz, rızkını çıkaramayan vatandaşınızın rızkını sağlamanız gerekir" dedi.
"AİLE SİGORTASI NEYİ İÇERİYOR, BİLMİYORUM..."
Bakan Dinçer, CHP'nin vaadettiği aile sigortasının içeriğinin ise "belli olmadığını" vurguladı. CHP'nin "hükümeti köşeye sıkıştırmak için popülizm yaptığını" savunan Dinçer, "bu popülist vaatler de vatandaşın hoşuna gidiyor. Çünkü vatandaş uzun vadede bu popülist politikaların kendisine nasıl bir sonuç getireceğini hesaplamıyor" dedi. Bakan Dinçer şöyle konuştu: "aile sigortasının içeriğini bilmiyoruz. Sadece 600 TL vereceğini biliyoruz. Bu para cenaze masraflarını, çeyiz yardımını, çocuklara bursları kapsıyor mu? Biz insanlara para vaadetmiyoruz. Onları yoksulluktan çıkaran bir program vaadediyoruz.."
KAMU İHALESİ ALAN TAŞERONA İŞÇİ İŞKUR'DAN
Bakan Dinçer, işsizlikle mücadele konusunda bir düzenlemeyi de anlattı Karaman'daki sohbette;
Bu çerçevede, bundan böyle kamudan ihale alan taşeron firmaların işçilerini İşkur aracılığıyla bulmaları zorunlu hale getirildi.
Yapılan yeni düzenleme ile, yoksul aileleri yakından izleyen sosyal destek danışmanı, yeşil kart vizesi için gelen çalışabilecek durumdak vatandaşları işkura otomatik olarak kaydedecek. İşkur da, merkezi idarenin taşra ya da merkez teşkilatlarının verdiği ihalelerde, taşeron firmanın işçi olarak bu kişilere öncelik vermesini sağlayacak.
KÖY VE MAHALLE MUHTARLARI BİRBİRİNDEN AYRILIYOR
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer, hükümetin önümüzdeki dönemde atacağı, hepimizin hayatını etkileyecek, çok önemli bir adımın işaretini verdi.
Bakan Dinçer, Karaman'da, şu anda statüleri aynı olan köy muhtarları ile şehirlerdeki mahalle muhtarlarının birbirinden ayrılacaklarını, farklı işlev ve statüde görev yapacaklarının işaretini verdi.
Dinçer, 734. Türk Dil Bayramı çerçevesinde yaptığı konuşmada, hükümet üyelerine muhtarların sorunlarıyla ilgili pekçok sorun intikal ettiğine dikkat çekti. "Köy ve mahalle muhtarları aynı kanunla düzenleniyor" diyen Bakan Dinçer, "köy muhtarlığı merkezi idarenin bir uzantısı gibidir. Mahalle muhtarlığı ise belediyenin uzantısı gibidir. Bu iki durumun yeniden gözden geçirileceği bir hazırlığı başlattık. İkisini birbirinden ayrı ayrı tanımlama üzerinde çalışıyoruz" diye konuştu.
Bakan Dinçer, bu üzerinde çalışılan yeni düzenlemenin arkasındaki fikri ise şu cümleyle anlattı;
"Belediyeleri, mahallelerde o muhtarlar temsil etsin gibi bir fikir zihnimizden geçiyor..."
11 BİN MUHTAR, YENİDEN YAPILANMA İÇİN BAŞVURDU
Ak Parti hükümetinin muhtarlara sosyal güvence imkanı da getirdiğini hatırlatan Bakan Dinçer, "Türkiye'de53 binin üzerinde muhtar var. Bunlardan sadece 14 bini sigorta yatırıyor" dedi.
Sigorta yatıran muhtarların da sadece 3 bin-3 bin 500'ünün düzenli prim ödediğini kaydeden Bakan Dinçer, yeniden yapılanma çerçevesinde, düzenli prim ödemeyen 11 bin muhtarın da, bu düzenlemeden yararlanmak için başvurduklarını söyledi.
BU KEZ KONSERİ, KALENİN MAZGALLARINDAN SEYRETMEDİ... PROTOKOLDEYDİ..
Karaman, Dinçer'in doğduğu, büyüdüğü yer.
Küçükken, Karaman'daki konserler sırasında kale surları içine alınmayan da kendisi.
Anlatmaya devam ediyor Ömer Dinçer;
"Ama biz de bir yol bulduk elbette; Çocuğuz ya, o surların içine mazgal deliklerinden girebildiğimizi farkettik. Ve bütün yıl uğraşıp, merdivenler yaptık. O mazgallardan girip, merdivenleri de kullanarak, Karaman Kalesi surları içine girebiliyorduk. O konserleri seyredebiliyorduk..."
Aynı Ömer Dinçer, bu kez yine 734'üncüsü düzenlenen Türkçe Dil Bayramı'nın şeref konuğu idi. Akşam, yağmura rağmen düzenlenen konseri de, dans gösterisini de protokolden izledi.
Ömer Dinçer'den bir başka çocukluk anısı;
"Karaman Kalesinin etrafındaki geleneksel evlerde yaşardık; Ortasında avlusu olan kerpiçten yapılmış evler. Biz "hayat" derdik tüm ailenin birlikte oturduğu, yaşadığı, yediği içtiği o avluya. Eve girerken, önce ‘hayata' girer, ardından odalara girerdik."
O kerpiç evler şimdi yıkılmış. Yerine modern betonarme binalar koyulmuş.
"Ancak" diyor Bakan Dinçer, "Bu sanayileşme, bu yeniden yapılanma, bize 5 bin yıllık tarihimizi unutturmamalı. Bizim bir dönem oturduğumuz evlerin aynısı, biraz ilerdeki Çumra ilçesi sınırlarındaki Çatalhöyük'te var. Orada gördüğünüz beş bin yıllık ev ile Karaman Kalesi etrafındaki evler arasında çok da fark yoktu. Acaba o beş bin yıllık tecrübe o kadar değirsiz miydi de çabucak bırakıldı. Şimdi kullandıklarımız, bize beş bin yıllık bir hayat bahşedebilecek mi?.."
Nitekim eski TOKİ Başkanlarından, şimdiki Karaman Belediye Başkanı Kamil Uğurlu, o eski Karaman evlerini yeniden yaşatmak için harekete geçmiş bile. Yıkılmış, harap haldeki evler onarılıyor. Kimisi, eskisi örnek alınarak yeniden yapılıyor.
Karaman'dan bir başka not;
Müthiş bir turizm potansiyeline sahip Karaman; Kent merkezinde bir lokanta bile, 1300'lü yıllarda inşa edilmiş medrese restore edilerek kurulmuş.
Bunun gibi onlarca tarihi bina var görülmeye değer...