Artık toplumların devleti ve hükümetleri sanal ortamdan sosyal medya gibi araçlarla yönlendirmeye başladığı günümüzde Türkiye’de devletin e-dönüşümü hala geleneksel e-devlet projeleriyle sürüyor.
İçinde bulunduğumuz bilgi çağında, dijitalleşmeyle birlikte birey olarak farkındalığımız giderek artarken, temel hak ve özgürlüklerimiz gelişiyor ve vatandaş olarak devletten her geçen gün daha çok şey bekliyoruz. Dijital dünyanın getirdiği esnek iletişim anlayışıyla, vatandaş devleti hep yanıbaşında görmek isterken; aynı zamanda günlük hayatının daha kolaylaşması adına devleti yönlendirmeyi de arzuluyor. Ve tabii bunu özellikle sosyal medya gibi etkileşimli araçlar sayesinde kısmen de olsa başarıyor. Bu dönüşüm, devletle olan ilişkilerde hayli etkisini gösteren bürokrasiye tahammülü azaltırken, dijital devleti bir seçenek olmaktan çıkarıp zorunluluk haline getiriyor.
Devletin e-dönüşümü süren Türkiye’de ise AB’ye tam üyelik sürecinden beri e-devlet çalışmaları sürüyor. 2008 yılında hizmete giren “e-Devlet Kapısı” ile çok sayıda kamu hizmetine artık elektronik ortamdan erişim sağlanıyor. Ancak, başlarda, kamu hizmeti maliyetlerinin azaltılması ve kamu çalışanlarının çalışma yükünü hafifletilmesi amacıyla hayatımıza giren e-devlet uygulamaları, zamanla gelişmiş olsa da hala devlet odaklı yaklaşımın etkilerinin görüldüğü geleneksel uygulamalardan oluşuyor. Ve bu haliyle çok da fazla ilgi görmüyor.
“Türkiye’de e-devlet uygulamaları hayatı kolaylaştırmıyor”
Kocaeli Üniversitesi Öğretim Görevlisi Azime Telli’ye göre, e-devlet aracılığıyla yapılan işlem sayısının sınırlı olması, dijital devlet uygulamalarının yeterince işlevsel olmaması gibi nedenlerle e-Devlet Kapısı’na yeterince ilgi gösterilmiyor. Bu noktada Telli, “Dijital devlet uygulamalarının vatandaştan beklenen ilgiyi görebilmesi için günlük hayatı kolaylaştırma üzerine kurulması gerekir. Türkiye’de halen vatandaşın günlük hayatını kolaylaştırma ve kesintisiz hizmet sunma noktasına ulaşılamadı” diyor.
Netaş Yönetim Kurulu Üyesi Ahmet Hamdi Atalay ise Türkiye’deki e-devlet uygulamalarını değerlendirirken gelinen seviyenin ve sunulan hizmetlerin kapsam ve kalitesinin Türkiye’nin potansiyeli ile karşılaştırıldığında yeterli olmadığını ancak Türkiye’nin bu konuda pek çok ülkenin de önünde sayılabileceğini söylüyor.
Ülkemizde e-devlet uygulamalarından büyük ölçüde beklenen; bu uygulamaların vatandaşın gündelik hayatını kolaylaştırması ve devletle kurulan ilişkide süreçlerin daha açık hale gelmesini sağlaması. Bu noktada e-hizmetlerin aşama aşama takip edilebilmesi ve geri bildirimin yapılması da önemli.
E-devlet uygulamaları kullanışlı değil
Bu beklentiler doğrultusunda, e-devlet uygulamalarının kullanımını sorguladığımızda ise e-devşet şifresi alanların Türkiye’de giderek artan internet kullanıcısı sayısının dörtte biri oranında kaldığını öğreniyoruz. E-devlet uygulamalarına dönük bu ilgisizliğin sebeplerini dile getiren Azime Telli, “Bunda sisteme güven duyulmaması, e-devlet uygulamalarının yeterince tanıtılmaması ve vatandaşın günlük hayatında fark yaratacak hizmetlerin internet üzerinden sunulmamasının etkili olduğu kanısındayım” diyor.
E-devlet uygulamalarının yeterince kullanışlı olmadığını ve yine bu kapsamda verilen hizmet sayısının sınırlı olduğunu düşünen Ahmet Hamdi Atalay ise e-devlet kullanımının olması gereken düzeyde olmadığını daha da yaygınlaşması için hizmet sayısının arttırılıp, kullanımının teşvik edilmesi gerektiğini söylüyor.
Türkiye’de dijital devlet uygulamalarına ilgisizliğin bir diğer önemli sebebi ise bu uygulamaların pek çok kişi açısından kullanımının çok da kolay olmaması. Halen bir e-devlet hizmetinden yararlanma sürecinde, birden fazla işlem yapılması, onay sürecinde hata raporunun gelmesi, hızın düşük olması, yönlendirici bilgilerin karmaşık olması gibi sıkıntılar yaşanıyor. Zaten dijital eşitsizliğin yüksek oranda yaşandığı ülkemizde, internete hakimiyet oranı bölgeden bölgeye farklılık gösterirken bir de bu uygulamaların kullanıcı dostu olmayan arabirimleri yüzünden vatandaşların sıkıntı yaşaması, dijital devlet uygulamalarının nihai amacına ulaşmamasını da engelliyor.
İnternet kullanıcılarının tümüne yakınının kullanım kolaylığı anlamında dünyadaki en başarılı uygulamalar olan dominant sosyal paylaşım sitelerini kullanıyor olması göz önüne alındığında, dijital devlet hizmetlerinin arayüzlerinin ve sunum şekillerinin kolay kolay beğenilmeyeceğini düşünen Kocaeli Üniversitesi Öğretim Görevlisi e-Devlet Yazılım Uzmanı Yunus Özen, buna rağmen hayatı kolaylaştırdığı ölçüde e-devlet uygulamalarının kullanımı zor da olsa kullanılmaya devam edeceğine inanıyor.
“Devlet hizmetleri web servislerine dönüşmeli”
E-devlet uygulamalarını yalnızca vatandaşlar nezdinde değil özel sektörün kullanımı açısından değerlendiren Yunus Özen, iş dünyasında kullanım için devlet hizmetlerinin web servisleri olarak sunulmasını önemsiyor: “Nüfus Genel Müdürlüğü’nün servisi en yaygın kullanılan servis. Bir şirketin yaptığı anlaşmalar neticesinde binlerce müşterisinin kimlik doğrulaması bir kerede yapabiliyor olması büyük bir kolaylık. Diğer dijital devlet hizmetlerinin de web servislerine dönüşmesi ile birlikte iş dünyası en erken adapte olan taraf olacaktır.”
Ülkemizde e-devlet uygulamalarının hem özel sektör hem vatandaşlar tarafında daha fazla benimsenmesi için kullanıcı dostu arabirimlere sahip olmakla birlikte, bu uygulamaların vatandaşların taleplerini doğrudan iletmesi ve devletin şeffaflaşma sürecine daha anlamlı ölçüde katkıda bulunması gerekiyor. Bunun içinse e-devlet hizmetlerinin tek taraflı olmaktan çıkıp vatandaşı da etkileşimli olarak işin içine katacak biçimde günümüz iletişim şekillerine ayak uydurması gerekiyor.
Yurttaş odaklı E-Devlet anlayışı benimsenmeli
E-dönüşümü hala geleneksel e-devlet projeleriyle yaşayan Türkiye’de mevcut uygulamaların devlet odaklı yani kısaca tek taraflı olması yurtdaşın bu şeffaflaşma sürecinde saf dışı kalmasına neden oluyor.
Oysa demokratikleşme adımlarının hızlandığı ülkemizde, dijital devleti vatandaşların fikir özgürlüğünü ön planda tutacak, devlet hizmetlerinin web servislerine hatta sosyal ağ uygulamalarına dönüştüğü yeni bir iletişim temelinde konumlandırmak gerekiyor. Zira demokratik bir toplumun gereği olan tüm paydaşların etkin katılımını temsil eden yönetişim anlayışı da bunu gerektiriyor.
Kamusal kararlara vatandaşın katılımı demokrasiye hizmet edecekse ve yönetişim anlayışı da yurttaş odaklı bir yaklaşımın benimsenmesini zaruri kılıyorsa, artık toplumların devleti ve hükümetleri sanal ortamdan sosyal medya gibi araçlarla yönlendirmeye başladığı günümüzde, Türkiye’de kamunun bir an evvel devlet odaklı anlayıştan yurttaş odaklı bir e-devlet yapısına geçilmesi gerekiyor. Bunun içinse dediğimiz gibi e-devlet uygulamalarının web hizmetlerine ve hatta sosyal ağ uygulamalarına dönüşerek vatandaşların fikir özgürlüğünü ön planda tutacak yeni bir iletişim temelinde konumlandırması ve daha işlevsel hale gelmesi sağlanmalı.
Copyright Türkiye Rehberi 2006 - 2024. Tüm Hakları Saklıdır. Gizlilik Politikası | Feragatname