Pakistan, resmî adıyla Pakistan İslam Cumhuriyeti. Güney Asya'da bir ülkedir. Umman Denizi'ne 1046 km. kıyısı vardır. Batısında Afganistan ve İran, kuzeyinde Çin, doğusunda Hindistan vardır. Nüfus bakımından dünyada6.'dır.[2]
1947'de İngiliz sömürgesindeki Hindistan'dan, yaşanan kanlı bir mücadele sonrası ayrılarak 14 Ağustos 1947'de kurulmuştur. Daha sonrasında yine bir bölünme yaşayıp, batısı bugünkü Pakistan doğusu da Bangladeş olmuştur.
Pakistan'da Pencap, Sind, Kuzeybatı Sınır Eyaleti ve Belucistan olmak üzere 4 eyalet vardır. Federal başkent İslamabad'dır.
Coğrafi Konum ve Toplumsal YapıPakistan'ın kuzeydoğusunda Çin Halk Cumhuriyeti, kuzeybatısında ve batısında Afganistan, doğusunda Hindistan ve güneybatısında İran yer almaktadır. Ülkenin yüzölçümü 796.095 kilometrekaredir. En yüksek noktası, 8,611 metre ile dünyanın ikinci en yüksek zirvesi olan Himalayalar'daki K-2 Godwin Austen Zirvesi'dir. Pakistan, Güney Asya, Orta Asya ve Orta Doğu bölgelerinin kültürel, sosyal ve tarihi etkisi altında, değişik dil, mezhep ve etnik gruplara mensup 160 milyon civarında nüfusa sahiptir. Toplam nüfusun % 96,68'i Müslümandır.Müslüman nüfusun %20'sini Şiiler, geriye kalanını Sünniler oluşturmaktadır. Nüfusun % 3.32'sini ise Hıristiyan, Hindu, Sih ve Budistler oluşturmaktadır. Gayrimüslim azınlıklar içinde en büyük grubu %1.55 ile Hıristiyanlar teşkil etmektedir. Pencap Eyaleti'nde Pencabiler, Sind Eyaleti'nde Sindler, Kuzey Batı Sınır Eyaleti'nde Pathanlar, Belucistan Eyaleti'nde Beluciler ağırlıklı olarak yerel nüfusu oluşturmaktadır. İsim"Pakistan" Urdu dilinde ve Fars dilinde "Pak ülke" anlamına gelmektedir. İlk olarak "PAKSTAN" sözcüğü Choudhary Rahmat Ali tarafından 1934 yılında telafuz edilmiştir ve İngiltere'nin eski Hindistan sömürgesinin 5 eski eyaletinin harflerinden türetilmiştir. Söz konusu eyaletler bugün Pakistan'ı meydana getirmektedir.
TarihçeMüslümanlığın Güney Asya'da kitlesel yayılışı 11. yüzyılda Gazneliler Devleti'nin kurulması ile başlamıştır. 1000-1026 yıllarında Pencap'a yaptığı akınlarla İslamiyeti Alt-kıtaya sokan Gazneli Mahmud döneminde, özellikle Sufi düşüncesine bağlı İslam bilginleri bölgede İslamiyetin yayılmasında etkili olmuşlardır. Alt-kıtadaki Babür İmparatorluğu ’nun kurucusu Babür Şah, 1526'da Delhi yakınlarında Penipat'da Delhi Sultanlığı’nın son yöneticisi İbrahim Lodi'yi yenerek Delhi Sultanlığına son vermiştir. 17. yüzyıldan itibaren İngilizler bölgeye öncelikle Doğu Hindistan Şirketi (East Indian Company) aracılığıyla girmeye başlamışlardır. Şirket, ilk fabrikasını 1612 yılında açmıştır. 1858-1859 yıllarında ilk bağımsızlık savaşı olarak da tanımlanan geniş çaplı bir ayaklanma, şirketin yönetimindeki toprakların İngiliz Krallığı yönetimine geçmesi ile sonuçlanmıştır. 1858 yılında İngiltere Parlamentosu Hindistan'ın İngiliz Krallığı yönetimine alındığına dair bir kanunu kabul etmiştir. Sir Seyyid Ahmed Han, Ağa Han gibi liderlerin öncülüğünde Hint Müslümanları 1906 yılında "Tüm Hindistan Müslüman Ligi" (All Indian Muslim League) Partisini kurmuşlardır. Müslüman Ligi'nin Muhammed Ali Cinnah'ın başkanlığındaki 23 Mart 1940 tarihli oturumunda Hindistan'ın Müslümanlar ve Gayrimüslimler arasında bölünmesi kararı alınmıştır. 23 Mart halen, Pakistan'da, "Pakistan Günü" olarak kutlanmaktadır. 14 Ağustos 1947 yılında Muhammed Ali Cinnah, Pakistan Genel Valisi olmuş ve Pakistan bağımsızlığını kazanmıştır. Bilahare, milyonlarca Müslüman, Hindu ve Sih'in karşılıklı göçü başlamış, toplam 12 milyon civarında kişi sınırın iki tarafında yer değiştirmiştir. 1971'e kadar Pakistan bugünkü Pakistan (Batı Pakistan) ve Bangladeş (Doğu Pakistan) topraklarından oluşmaktaydı. Hindistan ve İngiltere'nin de etkisiyle 1971 yılındaki iç savaştan sonra Doğu Pakistan Bangladeş adında bağımsızlığını ilan etti. Bu savaştan sonra Pakistan ile Bangladeş'in arası düzelmedi. Ülkede 1999 yılında gerçekleşen askeri darbe ile Pervez Müşerref tüm yetkileri kendisinde toplamıştır. 2008 Ocakta genel seçimlere gidilmesi kararı alınmıştır. Sürgünde bulunan eski başbakan Benazir Butto 2007 Ekimde ülkesine dönmüş ve döndüğünde düzenlenen saldırıdan yara almadan kurtulurken 140 civarında kişi ölmüştür. Bundan sonra karışıklıklar devam ederken olağanüstü hal ilan edilmiş ancak 1 ay sonra kaldırılmıştır. Bu süreçte sürgünde bulunan muhaleefet lideri Navaz Şerif'te ülkesine dönmüştür. Aralık 2007 Pakistan için çok kötü bir dönem olmuş ve Benazir Butto öldürülmüştür. Butto'nun ölümünden sonra yaşanan şiddet olaylarında onlarca kişi ölmüş, milyonlarca dolarlık maddi hasar meydana gelmiştir. Bunun üzerine seçimler Şubat 2008'e ertelenmiştir. Şiddet olayları giderek azalmaya başlarken Afganistan sınırındaki El Kaide yanlısı aşiretlerle sorun devam ediyordu. Ertelenen seçimler 18 Şubat 2008'de yapılmış ve devlet başkanı Müşerref'in partisi yenilgiye uğrarken Buttoların partisi birinci, Navaz Şerif'in partisi ise ikinci olmuştur. Buna rağmen Müşerref once devlet başkanlığı görevini sürdüreceğini açıklamakla beraber, fakat sonra ordunun desteğini kaybeden Pervez Müşerref 18 Ağustos 2008de devlet başkanlığı görevinden istifa etmiştir. Bu durum Pakistan için sıkıntılı günlerin devam edeceğinin göstergesidir. Pakistan'da bu süreç yaşanırken; Afganistan sınırında El Kaide yanlısı gruplarla çatışmalar, ayrılıkçı Beluci militanlarıyla yaşanan çatışmalar, parasız eğitim veren medreselerin bazılarının radikal dinciler yetiştirmeleri, halkın önemli kesminin yoksul olması günümüzde Pakistan için önemli güncel sorunlar olarak öne çıkmaktadır. Türkiye-Pakistan İlişkileriTürk ve Pakistan halkları arasındaki ilişkilerin kökleri yüzyıllar öncesine dayanmaktadır. Alt kıtadaki Türk kökenli Gazne ve Babür hanedanlıklarının hüküm sürdüğü zamana dayanan ortak bir kültür de mevcuttur. İki ülke halkları, tarih boyunca yakın etkileşim içerisinde olmuşlar ve birbirlerini sosyal ve kültürel açıdan etkilemişlerdir. Urduca'nın “Ordu dili” anlamına geldiği; "ordu" kelimesinden türediği ve bu dilde Türkçe kökenli sözcükler olduğu bilinmektedir. 1920 Kurtuluş Savaşı'nda bazı müslüman halkların aksine Hindistan Müslümanları (Pakistan) Türkiye'ye maddi ve manevi desteğini esirgememiştir. Pakistan'la ilişkilerimiz, Pakistan’ın bağımsız bir devlet olarak kurulduğu 14 Ağustos 1947’den itibaren yakın dostluk ilişkileri temelinde şekillenmiştir. Pakistan’ın kurucusu Cinnah Türkiye’yi model almıştır. Türkiye ile Pakistan arasındaki örnek teşkil eden yakın dostluk ilişkileri, sadece iki ülke halklarının değil, aynı zamanda bölgesel barış ve istikrarın da yararınadır. İki ülke arasında, uluslararası platformlardaki siyasi konularda ve seçimlerde geleneksel olarak karşılıklı destek verilmektedir. (Türkler Pakistan’ı Neden Sever?) İlişkilerin ulaşmış olduğu düzey, iki ülke arasındaki potansiyel işbirliği alanları için de sağlam bir zemin oluşturmaktadır. Türkiye ve Pakistan ’da, ilişkilerin ve işbirliğinin daha da geliştirilmesi için sağlam bir irade mevcuttur. Türkiye açısından Pakistan, müslüman ülkeler arasında en sıkı müttefikidir. Bu çerçevede, iki ülke arasında sık sık üst düzey ziyaretler de gerçekleştirilmektedir. Ülkemizin Pakistan’la ekonomik ilişkileri siyasi ilişkilerin düzeyini yansıtmaktan uzaktır. Yaklaşık 150 milyon dolarlık ithalatımıza karşı 50 milyon dolar civarındaki ihracatımızla ülkemiz aleyhine 100 milyon dolarlık bir denge gösteren ticaret hacmimiz mevcuttur. Türkiye Cumhuriyeti ile Pakistan İslam Cumhuriyeti arasında bugüne kadar toplam 14 adet Askeri Anlaşma akdedilmiştir. 7 adet Anlaşma ve Protokol taslak durumda olup çalışmaları halen devam etmektedir. Pakistan ile üst düzey askeri ziyaret ve temaslar yoğun bir şekilde devam etmektedir. İki ülke arasında askeri eğitim konusunda da yakın işbirliği mevcut olup, 1955 yılından günümüze kadar 501 Pakistanlı askeri personele Türkiye'de, 134 Türk askeri personele ise Pakistan'da eğitim-öğretim verilmiştir. Araların da Türkiye'ninde olduğu dünyada nufusu 60 milyondan fazla 8 müslüman ülkenin üyesi olduğu ortak pazarbirliği olan D-8 (developing8) üyesidir. Pakistan’ın bölgeleri
KaynakçaDış bağlantılar
|
|
||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
sa |
Copyright Türkiye Rehberi 2006 - 2024. Tüm Hakları Saklıdır. Gizlilik Politikası | Feragatname