Türkiye Emekliler Derneği (TÜED), Bakanlar Kurulu’nun bu kararının iptali için 11 Ekim 2012 tarihinde Danıştay’a dava açtı, yürütmenin durdurulması talebinde bulundu ve karara dayanak olan yasanın da Anayasa’ya aykırılığını iddia etti.
Şimdi olayı daha detaylı olarak anlatmaya çalışalım..
Bakanlar Kurulu’nun 9 Eylül 2012 tarihli kararında, 2005 yılında çıkarılan ve SSK ait sağlık birimlerinin Sağlık Bakanlığı’na devrini öngören 5283 sayılı kanuna atıf yapılarak bu “taşınmazların bedeli 2012 mali yılı sonuna kadar…Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı bütçesinin 18.01.00- 10.9.9.26 1-05.2 ekonomik kodlu tertibinden Sosyal Güvenlik Kurumu’na yapılan aylık ödemelerden eşit paylar halinde mahsup edilir” deniliyor. Yani bütçeden
SGK'ya yapılan devlet katkısıyla mahsup ediliyor.
TÜED Hukuk Danışmanı Cafer Tufan Yazıcıoğlu ise, “Öncelikle SSK hastanelerinin kuruluş döneminde, kurumun herhangi bir açığı yoktu, o hastaneler büyük ölçüde işçilerin primleriyle oluştu. Öte yandan açık denilen konu, esas itibariyle sosyal devletin sosyal güvenliğe görevi gereği bir katkı yapmasıdır, o nedenle bunun adı bir devlet katkısıdır. Dolayısıyla bu çerçevede bir mahsuplaşma yapılamaz. Ayrıca yasaya göre bir komisyon oluşturulup SGK’ya bir bedel ödenmesi gerekir. Bu arada unutmayalım ki, geçmiş dönemde
SSK'nın fonları fazlasıyla kullanıldı, o zaman devlet öncelikle o borçlarını ödesin” diye konuştu.
TÜED’in Danıştay’a açtığı davada, SSK hastanelerin Sağlık Bakanlığı’na devri ile ilgili 5283 sayılı yasaya göre bir komisyon kurulup bedel tespitinin yapılması ve SGK’ya ödemenin gerçekleştirilmesinin öngörüldüğü belirtiliyor. Dava dilekçesinde, Bakanlar Kurulu kararının iptali ve öncelikle de yürütmenin durdurulması talep ediliyor.
Nitekim yasanın 4/b maddesinin 2. fıkrasında, “SSK’ya ait sağlık birimlerinin devre konu taşınır, taşınmaz ve taşıtlarının bedeli, Maliye Bakanlığı temsilcisinin koordinatörlüğünde, Bakanlık ve SSK temsilcilerinden oluşan komisyonlar tarafından tespit edilir. Anılan bedel Hazine tarafından karşılanır. Bu bedelin on yılı geçmemek üzere ödenme süresi ve şartları Bakanlar Kurulu tarafından belirlenir. Komisyonlar, bedel tespit ederken gerektiğinde, bedelin hesabında kullanılacak fiyatları, belediye, ticaret odası, sanayi odası, borsa gibi kuruluşlardan veya bilirkişilerden soruşturur” denmek suretiyle komisyon marifetiyle bir bedel ödenmesi öngörülüyor.
Dava dilekçesinde ayrıca, SGK mallarının kolektif bir mülkiyeti içerdiği, bu mallarda devlet, işveren ve işçi hakkının bulunduğu, dolayısıyla Bakanlar Kurulu’nun bu mallarda tek başına bir tasarruf yetkisini kullanamayacağı belirtilerek, Anayasa’daki mülkiyet hakkı çerçevesinde 5283 sayılı yasanın bazı hükümlerinin iptali için Anayasa'ya aykırılık iddiasının ciddi görülerek konunun Anayasa Mahkemesi’ne götürülmesi de talep ediliyor.
Peki bu arada Türk-İş, sendikalar, yani bu SSK hastanelerinin esas sahiplerinin temsilcileri ne yaptı? Sessiz mi kaldılar yoksa bu Bakanlar Kurulu kararından hiç haberleri mi yoktu?