Burada amaç artık yalnızca zayıflama değil, ayrıca “Metabolizma Cerrahisi” adı altında Tip 2 Diyabetin (şeker hastalığı) cerrahi tedavisidir.
Amerikan Diyabet Derneği’nin verdiği bilgilere göre Tip 2 diyabet, en yaygın diyabet türüdür. Tip 2 diyabet, şu iki durumdan birinden kaynaklanmaktadır;
Vücudun kan şekerini düzenlemek üzere yeterli düzeyde insülin üretememesi ya da,
Vücudun ürettiği insülini uygun bir şekilde kullanamamasıdır.
Her iki durumda da Tip 2 diyabetin belirleyici karakteristiği, vücutta kan şekerinin kontrol edilemeyerek yükselmesidir.
Son yıllarda sindirim (gastrointestinal) sistemi ve özellikle de ince barsağın, vücudun şeker düzeylerini düzenlemede, yağ metabolizmasında ve iştah ile kilo kontrolünde önemli bir rol oynadığı kanıtlanmıştır. Bu nedenle de çoğunlukla obeziteyi tedavi etmede kullanılan ameliyatların haricinde yeni ortaya çıkan bazı cerrahi teknikler, yalnızca kilo kaybını tetiklemekle değil, başka mekanizmalar aracılığıyla diyabet ve diğer metabolik hastalıkları tedavi edebilmektedir.
Metabolizma cerrahisi, tüketilen gıda miktarını azaltmak amacıyla sindirim sisteminin cerrahi yolla değiştirilmesini içeren obezite cerrahisine yakındır (Gastric Bypass, Mide Bandı ve Tüp Mide gibi). Bu ameliyatların net etkisi, hastanın daha çabuk doyması ve normal miktarda yediği yemeği artık tüketememesidir. Bu da sindirim sisteminin azaltılan kapasitesi nedeniyle kan şekerinin tehlikeli düzeylere yükselmesini zorlaştırdığından, diyabet üzerinde olumlu etkilere sahiptir.
Diyabet tedavisi için metabolizma cerrahisi son derece etkili, makul ölçüde güvenli ve diyabetin komplikasyonlarının maliyeti göz önüne alındığında, aynı zamanda maliyet etkin bir tedavi yöntemi olarak karşımıza çıkmaktadır. Metabolizma cerrahisi prosedürleri sıklıkla Tip 2 Diyabeti bulunan hastalarda ilaç kullanımını tamamen ortadan kaldırmaktadır.
Obez hastalarda metabolik cerrahi, diyabeti çarpıcı bir şekilde iyileştirerek sıklıkla glükoz düzeylerinin normalleşmesi ve insülin terapisi ya da diğer oral hipoglisemik ajanların kesilmesi ile sonuçlanmaktadır. Diyabet, her zaman için kronik ve geri döndürülemez olarak düşünüldüğünde, diyabet tarihinde bu şekildeki bir tedavinin başka bir örneği yoktur.
Uluslararası bir konsensus konferansı olan Diyabet Cerrahisi Zirvesi Mart 2007’de, Italya’nın Roma şehrinde gerçekleştirilmiştir. Bu tarihi bilimsel zirvede dünyanın önde gelen endokrinoloji ve obezite cerrahisi uzmanları, metabolik cerrahinin seçili diyabetik hastalarda geçerli bir alternatif seçenek olduğunu onaylamıştır. Dünyanın önde gelen obezite merkezlerinde metabolik cerrahi, obez hastalarda diyabeti tedavi etmek amacıyla sunulmaya başlanmıştır.
Aynı zamanda metabolizma cerrahisinin, obezite cerrahisi adayı olmayan fazla kilolu ve normal kilolu kişilerde de diyabeti tedavi etmek amacıyla potansiyel kullanımı üzerine araştırmalar devam etmektedir.
Doç. Dr. Halil Coşkun